Tensei Shitara Slime Datta Ken - Bölüm 132
Çevirmen: RoboCop Düzenleyen: ggurcan
İngracia Krallığın’ın başkentinden ayrıldıktan sonra, Yuuki’nin grubu Büyük Kanat Sıradağları boyunca yol alarak Doğu İmparatorluğuna doğru yol alıyordu.
Doğu İmparatorluğuna giden en güvenli yol Cüce Krallığından geçiyordu ama yerlerini Rimuru ve ortakları yerlerini bulurdu.
Yuuki daha önce Doğu İmparatorluğuna gitmemişti, bu yüzden ışınlama büyüsünü kullanamazdı.
[Peki şimdi, dağa çıkmak bazen eğlencelidir.]
Yuuki onlara doğru gelen düşük sınıf bir ejderhayı parçalarına ayırırken kaygısızca konuşuyordu.
Kagari ve daha önce diğer ülkelere göndermiş olduğu amirleri omuzlarını silkerek ve sessizce çevreyi gözlemleyerek cevap verdiler.
Yanıtlarından canı sıkılan Yuuki gökyüzüne baktı.
Yuuki ve grubunun izlediği rota Cüce Krallığı’nın tepesinden geçen ve nadiren geçilen bir yoldu.
Bu bölgede yaşayan ejderhalar yüksek sınıf bir yaşam formu olduğunda insan dilini anlayabiliyordu.
Bu dağlarda davetsiz misafir olduklarından, Kral sınıfı ejderha tarafından keşfedilmeleri durumunda sorun olacaktı.
Bunun farkında olan Yuuki ve ekibi dikkatlice ilerliyordu.
Eğleniyor gibi görünen Yuuki ile karşılaştırınca astlarında ki yorgunluk gölgelerinden görülebiliyordu.
Saat başı ejderhalar tarafından saldırıya uğramaları artık şaşırtmıyordu. Aynı anda en fazla 5 ejderha saldırıyordu. Eğer tüccarlar tarafından sık kullanılan bir yola geçselerdi böyle olmazdı ejderhalar nadiren ortaya çıkarlar.
Yuuki ve ekibi için bu yol Kral ejderha tarafından onaylanmayan bir yoldu.
Belki bu yüzden, çok temkinliydi. Yuuki bu yüzden bu yolu tereddüt etmeden seçmişti.
O zamanda,
[Oh? Leon’dan bir arama. Son zamanlarda, kızgındı ve anlaşmamızı iptal edeceğini söyledi, hala şikayet edeceği bir şey mi var?]
Bunu söylerken mutluydu, göğüs cebinden küçük bir kristali olan kolye çıkardı ve büyü gücüyle şarj etti.
Ve bir şekilde Leon ile konuşmaya başladı.
[Görünen o ki Leon buraya geliyor. O gelmesi yaklaşık bir saat sürecek gibi, O gelene kadar mola verip onu bekleyelim mi?]
Sağlam ve rahat bir kayanın üzerine kurulmadan önce Kagari ve ötekilerine bunu söyledi.
[Leon…? İblis Lord Leon mu? İyi bir şey mi bu?]
[İblis Lordu Ruminas’ın müttefiki olma olasılığı var mı?]
[Bizim bulunduğumuz yerin bu kadar kolay verilmesi iyi midir?]
Böylece astları ve Kagari durumu sorguladı.
[Eh, iyi olacak. Sonuçta, o devamlı bir müşteriydi.
Ayrıca… İblis Lortlarının hepsi birleşip gelse bile hala Chloe var.]
İyimser bir şekilde cevap verdi.
Kagari ve astları şimdi bir şey söylemenin hiçbir etkisinin olmayacağını anladılar.
Ve bir saat sonra Leon ile karışılacaklardı.
………..
…….
…
Gökyüzünde Altından ışık yayan bir meteor belirdi.
Güpegündüz olmasına rağmen, Altın ışıklar rahatlıkla fark ediliyordu.
Anlaşılan algıma büyüsü tarafından yönlendirilmişlerdi doğruca Yuuki ve ekibine doğru uçtular.
Leon altından bir zırh giyiyordu ve renkli şövalyeleri gümüş, siyah, kırmızı ve mavi renk zırhlar giyiyordu.
[Seni beklettim mi?]
Leon iner inmez bunu dedi.
[Hayır, Güzel bir mola oldu. Bu arada, acil bir işin var gibi görünüyor nedir?]
Yuuki parlak bir gülümsemeyle cevapladı.
[Bana yalan söylediğini duydum ve güvenilemez birisin. Buraya geldim çünkü doğru mu değil mi öğrenmek için.]
Yuuki Leon’un sorusuna gülümseyerek cevap verdi.
Görünmez kıvılcımlar aralarında uçuşuyordu. Etraftaki gergin hava anında büyüdü.
[Sen bana yalan söyleyip kurtulabileceğini mi düşündün. Bir İBLİS LORDUNA?]
[hahahahaHAHA. Beklendiği gibi, yalanım ortaya çıktı ha?
Öyle olsa bile bunu gerçekleştirmek istiyorsanız, daha önce fark etmiş olmalısınız. Çok geç kaldın biliyor musun?]
Katalizör olan bu kelimelerle, Yuuki’nin oturduğu kaya lavlarla eridi. Bu Kavurucu Büyü saldırısının etkisiydi.
Yuuki kayanın üzerinden fırladı. Rakibin hamlesine tepki beklendiği gibiydi.
Konuşmanın ortasında Yuuki, Leon ve astlarının gücünü analiz etmeyi ihmal etmemişti. Sorun Leon tek başına mı saldıracak yoksa astlarıyla beraber mi saldıracaktı?
Diğer İblis Lortlarından takviye var mıydı? Leon sadece bir yem miydi? Yoksa yalnız başına mı gelmişti?
Bu soruların cevabına bağlı olarak Yuuki stratejisini değiştirecekti. Yuuki Leon’un aramasından sonra bu olayı bekliyordu.
Leon Yüksek-seviyeli İblis Lordu olarak, gücüne ışık tutabileceği bir rakip değildi.
(ÇN: galiba düpedüz kapışabileceği bir rakip olmadığını söylüyor)
Leon savaş zamanında diğer İblis Lortlarıyla güçlerini birleştirirse, Chloe’nin bile onlara karşı tek başına durması çok zor olurdu.
Bu nedenle, burayı seçti.
[Hey, hey, aniden saldırmak ahlaksızca olur.
Sizin önemli kızınız burada, rehin kelimesinin anlamını biliyorsun değil mi?]
Leon’u ajite etmek için bunları söylemişti ama… (ÇN: tahrik tehdit)
[Endişelenme, sen öldüğünde o serbest kalacak değil mi?
İstediğim kız, 8 yaşında, siyah saçlı, Chloe O’bell isimli olan.
O zaten büyümüş ve orada duruyor!]
Leon Yuuki’yi görmezden geldi ve sözlerine inanmadı.
Leon’un sözlerini duyan Chloe gözlerini açtı.
[Eh, Leon abi? Sen hayatta mısın?]
Nostalji ve şaşkınlık dolu bir sesle bunları mırıldandı.
[Tch, ortaya çıkarsa yardım edilemez.
Chloe’yi İblis Lortlarına karşı koz olarak tutmak için sessiz kaldım.
Her nasılsa, belli bir süre için unutmuştum. Hatırladığımda, zaten bir kahramana dönüşmüştü.]
Yuuki Leon’la bir yönden alay ediyordu ayrıca anlatmaya devam ediyordu,
[Sonuç olarak ona yardım edemezsin değil mi? Sen kötü bir İblis Lordusun.]
Seni yok etmek kahramanın görevidir değil mi?
[Bunu düşünürseniz, Chloe’nin bir kahramana dönüşmesi hoş bir yanlış hesaplama.]
Böylece Yuuki açıkladı.
Kalbinin Yuuki’nin cevabından rahatsız olmasına izin vermeyen Leon dedi ki…
[FU, söylemek istediğin sadece bu muydu? O zaman memnun öleceksin!]
Leon Yuuki’ye yüksek çıkış büyüsüyle saldırdı.
Ve böylece Leon ve Yuuki arasındaki savaş başladı.
——————————————————————————————-
Yuuki’ye doğru giden sihirden çıkan ısı dalgası, vücudunu şiddetle yakmaya başladı.
Yuuki sıcak hava dalgasına tazelenmiş bir ifadeyle baktı ve yüzünde küçük bir sırıtma vardı.
Çoğunlukla her şeyi plana göre gidiyordu.
Ama tam istediği gibi değildi.
Birkaç İblis Lordunun saldıracağı olasılığını düşünmüştü ancak şu an ki durumda sadece Leon vardı.
Varsayımsal olarak, 3 İblis Lordu Rimuru, Ruminas ve Leon ona birlikte saldırmaları durumunda, Chloe’nin savaşa katılmasına izin verse bile kazanma olasılığı küçücük olurdu.
Ancak onun aklındaki planda sadece Rimuru ve Ruminas birleşip saldıracağını düşünüyordu. Leon savaşa katılması beklenmedik bir gelişmeydi ancak Chloe işin içinde olduğu sürece bu er ya da geç olacaktı.
Bunu düşünürse, Leon’un kendisine emanet ettiği kızın Chloe’nin kahraman olması beklenmedikti.
Bunu öğrendiğinden itibaren, her zaman Ruminas tarafından korunan ‘’Uyuyan Kahraman’’ı Ruminas’tan çalmayı hedefliyordu.
Bunu Ruminas’a karşı koz olarak kullanmak için istiyordu.
Rimuru, onunla aynı ülkeden şüpheli bir reenkarne olmuş biriydi ve belirsiz bir hızda büyüme gösterdi. Bu denklem dışı maddeyi hızla elemeye çalıştı.
Ama başarısızlıkla sonuçlandı, Rimuru bir İblis Lordu oldu.
Böyle olduğu için çocukları koz olarak kullanmayı planlamıştı. Her İblis Lorduna karşı koz kartı toplayacaktı, böylece onlarla savaşması durumda rahatlıkla kurtulabilmeliydi.
Nihai hedefi İblis Lordu Guy Crimson’u yenmekti.
O kadar güçlü kişiyi boyun eğdirmek için mümkün olduğunca çok İblis Lordunu kontrol edecekti.
Kurnazca ve dikkatli hareket eden İblis Lortlarının hiç şansı yoktu. Milim de kesinlikle güçlü bir insandı, ancak kandırılması kolay görünüyordu ve tehdit olarak etiketlenmesine gerek yoktu.
Başka bir deyişle, İblis Lordu Guy Crimson’u yenebildiği sürece ne yapacağını düşünecekti, ama…
Gerçekte, Beklenmedik birçok şey olmuştu, ilginçti!
Yuuki keyifli hissediyordu, Planı beklendiği gibi gitmediğinden canlandırıcı bu duyguyu hissetti.
Kagurazaka Yuuki bir dahiydi. (Beynim: dalga mı geçiyorsun terk et burayı Kendine dahi diyen beyinsiz)
Hala eski dünyasındayken sıkıcı günlük yaşamını yok etmek için tehlikeli hayaller kuruyordu. Sadece, eski dünyasında, dünyanın yıkımı için bir hayranlık duymamıştı.
Para kazanmak onun için problem değildi, bunu rahatlıkla elde edebilirdi ama onun istediği gerçekten istediği hiçbir şey yoktu.
Yuuki daha ilkokula giderken ebeveynlerini kaybetti. Ailesi hata yapmadı, şoförü direksiyonda uyuya kalan ve anında ölen bir adam ile çarpıştılar.
Hayatta kalan tek kişi arka koltukta uyuyan Yuuki’ydi.
Yuuki bunun mantıksız olduğunu düşündü.
Dünya çok mantıksız ve çok zayıftı.
Bu mantıksız dünyanın sonunu getirme intikam alma fikri eğlenceli olmuştu. Ama bundan çabucak sıkıldı.
İstediği her şeyi yapabilecek bir dahiydi.
Eğer ciddi bir biçimde isteseydi bu dünyayı yok edebilirdi.
Bu hiçte ilginç değildi. Gerçek duyguları hakkında yalan söylemedi.
Ama BU nedenle öfkesinin bastırıldığı söylenebilir.
Yuuki için bu dünyaya geçmek servet olsa da, buradakiler için tam bir talihsizlikti.
Kagurazaka Yuuki dünyalar arası yolculuk etti ve ruhunun istediği gücü elde etti. Her şeyi isteyen, gerçekte hiçbir şey istemiyordu.
Böylece ‘’gücü’’ kendi elleriyle elde etti.
Yuuki’nin istediği ‘’Ruh Gücü’’ istediği özü istediği gibi değiştirme.
Bu yeteneğin adı, [Yapımcı] (ÇN: Yaratıcı yazıyordu ama tek yaratan Allah’tır bu yüzden yapımcı)
Güç için Yuuki’yi çağıran Kazaream yanlış bir hesaplama yapmıştı.
Hayır, her şeyden önce, çağrılan kişi Yuuki olduğu için. Bunun Kazaream için bir başarısızlık [kader] olduğu anlamına geliyordu.
‘’sürüklenen ruh’’ olan Kazaream için kendini canlanmaya hazırlaması ve çağrılmış hedefle antlaşmayı geliştirmesi birkaç yüzyılını aldı.
Törende başarısızlığa izin verilemedi ancak her türlü ihtimale karşı, kontrol etmeyi sağlayan bir lanet kullandı ve çağırma yaptı.
Çağrılan hedefin bilincini kaybetmesini sağlayıp onu öldürecekti. Daha sonra canlanmak için onun ruhunun gücünü alacak ve bedeni devralacaktı. Mükemmel olması gereken antlaşma, çağrılan kişinin Yuuki olmasıyla beraber yok edildi. Yuuki’nin elde ettiği yetenek ‘Ruhun Gücü’ ile lanet işareti ters etki yaptı.
Kendi yeteneği tarafından devrilen Kazaream gayet basit bir şekilde Yuuki’ye teslim oldu.
Ve böylece Yuuki başka bir dünyaya geçti.
Bu dünyada güçlü düşmanlar vardı; bu dünya can sıkıcı bir yer değildi.
Yuuki memnundu, bu dünya onun varlığının değerini anlaşılabileceği bir dünyaydı.
Hadi bu dünyayı yok edelim. Beni durdurmak istiyorsan, bana neler yapabileceğini göster!
Bu Yuuki’nin davranış koduydu.
Böyle mantıksız çarpık dünyaya çile çektirmek.
Bu yüzden Yuuki sabırsızlanmıyordu. Başarısız olup olmamak önemli bile değildi.
Başarılı olursa, bu dünya yok olacak ve sonradan büyük zevk ve sevinç içinde ölçebilecekti.
Belki de bu dünyayı baştan oluşturup mutlak hâkimi olacaktı ama… Yuuki bunun ilerisini çok fazla düşünmemişti.
Onun isteği dünyaya meydan okumaktı. Onun çarpık arzusu.
Yuuki dünyanın yapısını dehasıyla rahatlıkla anladı.
Her şeyden önce, bu dünyadaki çağırma ilkesini kavradı ve eşsiz yetenek [Sihirdar] oluşturdu.
Bundan sonra Kazaream’in yeteneğiyle eşsiz yetenek [cetvel] oluşturdu.
Yapıyı kendiliğinden kavradıktan ve kullanabilmesi için değiştirdikten sonra yeteneği oluşturdu.
Bunların ardından, tanıştığı kişilerden çok sayıda yetenek öğrenecekti.
Bir dahi statüsüne uygun olarak, ezici bir güç elde etmek için çok fazla zamana ihtiyacı olmadan gelişiyordu.
Hinata’dan eşsiz yetenek [yağmacı] aldı. [Matematikçi] yeteneğine gerekli değildi. Bunun nedeni düşünce hızının ondan daha iyi olmasıydı. Eski dünyasında olsaydı, inanılmaz hızlı hesaplama hızı ile serebral sinirlerini yakabilirdi, ama bu dünyada öyle bir sorun yoktu.
Bunu nedeni bu dünyaya geçince bütün fiziksel yasası yenilenmişti ve vücudunu bir tür ruh yaşam biçimine dönüştürmüş olmasıydı.
Böylece Yuuki bu dünyanın sınırlarını aştı.
Yuuki gücünün 10 yıl içinde bir İblis Lorduna eşit olacağına emindi.
Ancak dikkatsizlik edemezdi.
Gücünden emin olsaydı bile figürünün hiç değişmediğini fark etti, Yuuki ömrünün artık endişe verici olmadığını fark etmişti.
Sabırsızlanması gereksiz bir şeydi. Kesin ve emin adımlarla ilerledi.
Yuuki, planını kişisel olarak istediği kadar yavaş ilerletti.
Şeytan Kral’ı yenebilirdi ama kesin bir şey değildi.
Bu nedenle önce koz kartlarını elde etmeliydi.
Leon için Chloe
Ruminas’a karşı Uyuyan kahraman.
Rİmuru için ise çocuklar.
Ancak Chloe Uyuyan kahramandı.
Ayrıca Yuuki kontrolü atındaki Hinata’yı da kaybetmişti. Ancak onun için bir şey yapamazdı.
Kahraman Chloe ile sözleşme yaptı.
Yeni uyanmış olan kahraman’a karşı benzersiz yeteneği [Cetvel]’in bütün gücünü kullanarak onu kontrol altına almaya çalıştı.
Yuuki tüm enerjisini bu beceriye yoğunlaştırdı. Ancak Chloe tamamen kontrol edilemez bir varlıktı.
Tüm planları durdurup kahramanı kontrol altına almaya karar verdi.
[Yakında Hinata çocukları kurtarmak için gelecek.
O zaman Hinata ile savaşacağım. Bu nedenle, işimi kesmemenizi istiyorum.]
Geleceği öngörebildiğini söyleyen kahraman Chloe’ye yatırım yapmak hataydı.
Yuuki’nin tahminine göre, gelecek olan İblis Lordu Rimuru’ydu.
Rimuru gelseydi Chloe’nin onunla savaşmasına izin verecekti ve onu kontrol altına almaya çalışacaktı.
Ama Yuuki tahminin başarısızlıkla sonuçlandığı için fazla iyimser düşündüğünü fark etti.
Kahraman Chloe, muhtemelen Dünya Yasası dışına çıkmış bir varlıktı.
İktidar yeteneğiyle bile tamamen kontrol edemeyeceği bir varoluştu. Analizle bile kavrayamadığı bir varlıktı.
Ancak, iyi ki ‘’Lanet Mührü’’ ile kontrol edebilmeyi başardı.
Tüm ‘’Ruh Gücü’’nü kullansa bile onun kontrolünü tamamen ele almak imkansızdı.
Yine de üç emir için ona emir verebilir. Yine de bu kızın ölçülemeyen bir potansiyeli vardı.
Ancak planı tamamen başarısız oldu.
Yine de bu kahramanı elde etmenin hala bazı iyi yanları vardı.
Her şeyden önce….
Dağınıktı; çok ilginç olmuştu!
İblis Lort Leon tam önündeydi.
Bu adamın ondan üstün olduğunu dile getirmeye gerek yoktu.
Yuuki’nin yeteneği ile bile okunamayan bir rakipti.
Yuuki’nin yeteneğiyle, normal bir Benzersiz Beceriyi hemen analiz etmesini sağlıyordu.
Ama okuyamıyorsa rakibin rütbesi Benzersiz Beceri ’den daha yüksekti.
Kazaream’e göre saldırının hepsini yok eden ışık akımı kullanıyor.
Ona Hinata’nın kullandığı ‘’Parçalanma’’yi anımsattı.
En güçlü kutsal sihirdi.
Ancak Leon’un söylemesine gerek yoktu; sınırsız defa aktive edebileceği ve istediği anda kullanabileceği görünüyordu.
Sadece düşünmek bile Yuuki’yi heyecanla titretti.
VE…