No Game No Life - C2Bölüm 01-3
“Le. zzetli…”
Kütüphane, ana caddeden ayrılan labirentin diğer tarafındaki. Sora ve Shiro nun kitap okurken çay ve donat yedikleri kafeye gelmeden önce.
“Yeterli malzemeye sahip olmasalarda altından kalkmışlar… Ama rezervler kötü durumdaymış gibi duruyor.”
Donatları ana cadde meydanındaki bir standdan almışlardı ve kafeden siyah çay. Ama standalar canlılıklarını kaybediyorlardı. Satıcıların yüzlerinden zor zamanlar geçirdiklerini anlayabilirdiniz. Bunu tüm Elkia için söylemek yanlış olmazdı. Verilere bakıldığında, Sora ve Shironun eski dünyalarının standarlarına göre, isyan ve yağmalaların başlaması gerekiyordu. Ama gerçekten garipti.
“Sende ne var Shiro? Birşeyler bulabildin mi?”
“…Hm… Yok…şans yok…”
“Sürpriz, sürpriz, Bu ülke de ne? Burayla ilgili garip birşeyler var.”
“—Burayla ilgili garip birşeyler—”
“Tura, Seni üç kağıtcıııııııııı”
Ağlarken nefes almakta güçlük çekiyordu, Steph belirdi.(Köpek versiyon)
“Oh, Steph Nerdeydin? Seni arıyorduk.”
“Oh? ‘Oh’ da nedemek? Gerçektende öylece unuttunuz mu? Beni köpek gibi giydirip şehrin ortasında terketmenizin sebebi alay yada taciz değil ama unutmak öyle mi?!”
Gözlerinde yaşlarla çığlıllar atana Steph, Soranın ayaklarına kapandı.
“Lüften! Benim için bir şey yap…Sadece bırak seni yumruklayayım!! Cennetin adına, yalvarıyorum”
“Uh,Peki…Görüyorsun Shiro güzel bir şeyin kokusunu aldı ve oraya sürüklenmeye başladı.Belli ki,Shironun elini bırakamam,ve tamamen seni tasmaladığını düşünüyorum—ve anladığım kadarıyla orda değildin…”
“Steph, affet. Ve otur.”Shiro emretti, ağzı donatla doluydu ve başparmağını kaldırdı. Sora devam etti.
“Evet, Peki… Shiro hiçbirşey bilmiyor, yani onu affet.”
“Bana oturmamı ve affetmemi emrettiniz ve bunun bir özür olduğunu mu sanıyorsunuz? Bu bir taciz değil mi?!”
Hala (köpek)otur pozisyonunda, Steph Sorayı işaret etti ve bağırdı:
“İlk olarak bana söyle neden kayıp ettim?Eğer söylemezsen,bunu kabul etmemin hiçbir yolu yok!! ”
“Hm… Yani seni serbest bırakmamızı değilde açıklamamızı istiyorsun.”
–…Huh?
“…Steph… Aslında bundan zevk mi alıyorsun?”
“-Ta–Tabiki hayır! Benimle dalga mı geçiyorsun?”
Ama Sora ve Shiro onun bu inkar anını kaçıramazdılar.
“Saçmalık, Böyle şeylerin sadece porno oyunlarında olduğunu sanırdım…”
İlk başta onu yapan kişinin haksız çıkmasına ne diyorsunuz?
Steph şiddet yasağına ve Tanrı Tete lanet okudu. Bakışlarının baskısı okadar büyüktü ki, Sora birşeyler söylemek zorunda kaldı.
“Tamam, tamam, Sana söyleyeceğim… Kart Sayma”
“Kart… uh, Ne?”
“Kart sayma. Basit olarak anlatayım, kartları 2lik değerlere çevir ve hesapla. Örneğin 2den 6ya kadar olanlar bir Harfliler eksi bir ve 7den 9akadar olanlar sıfır olsun.”
“… Ne anlatmak istiyorsun?”
Stephin birkaç adım geriden geldiğini gören Sora, ilgisini kaybetti.
“Sana sonraki kartın ne olduğunu söylüyor.”
“—Pardon?”
Steph bunun bir bir çeşit büyü olup olmadığını sorgularken, Sora umursamazca devam etti.
“Daha önce oynanan kartlardan, sonraki kartı tahmin edersin. Destede bırakılır ve sonraki kartın ne olduğuyla ilgili matematiksel bir sonuca varırsın. Sonraki kartı biliyorsan kaybetmezsin değil mi?”
“—Anladım…”
Steph oyunda matematik kullanma fikrini anlamış gibi görünüyordu. Hatta bu taktiğe olan kaybının sonucu olarak orada “oturduğunu” unutmuştu ve huşu içinde oturdu. Şimdiye kadar anlatılanları bir araya toplamak için not defterini çıkardı.
–Ama kalemi aldığında, aniden olayı çözdü.
“Hey—Bekle bir dakika!! Bu hile yaptığın anlamına gelmiyor mu?!”
Sora sakin bie ifadeyle bu şikâyetleri reddetti.
“Eğer bilgece oynamanın hile yapmak olduğunu söylüyorsan, satrançta rakibinin hareketlerini okumakta hile yapmak, öyle değil mi?”
“A-Ama…”
–Gerçekte Sora nın eski dünyasında kart saymak hile olarak sayılır. Ama bundan söz etmiyor.
“Hile yapmak daha çok senin yaptığın kartları kasıtlı karıştırmak gibidir.”
—Ne?
“—Sen –Biliyor muydun?”
Sora kıkırdadı ve bana bak sen beni ne sanıyorsun?
“Birçok kez Shiro üzerinde denedim gerçi her seferinde beni yakaladı. Bunu yaptığında kart saymak daha da kolaylaşır.”
Sora, içten içe kaybetmek istiyordu, iç çekerek kaderine razı oldu. Steph doğal olarak “oturmak”tan “yatmaya” geçiş yaptı, yere uzandı.
–Onun numarasını yakalamış ve ona karşı kullanmıştı. Esasen kazanmak için 10 kural altında sadece hile yaptığını göstermek yeterliydi, ama yinde onu kullanarak hezimete uğrattı. Steph yattığı yeri gözyaşlarıyla yıkamıştı.
Ama sonra aklında bir olasılık parladı.
–Öyleyse Eğer gerçek bir şans oyunu olsaydı? Öyle olsaydı belkide kazabilirdi?
“.Heh-heh-heh. Sora! Sana birkez daha meydan okuyorum.”
Steph hala yüz üstü yatarken, cesurca eldivenini meydan okur gibi fırlattı. Nasılda zorlandı—acınacak haldeydi.
“Steph… Sabahtan sonra, ciddi misin? Neyine bahse giriyorsun ki?”
Soranın refleks olarak düşünmesi için yeterliydi, Senin için düşmemi ister misin? Ancak…
“Bu sabahkiyle aynı şey—Hayatına olsun!”
(Hemen!)“Ozaman, öyle olsun.”
Bahsin doğası merhameti buharlaştırdı.
“…Abi… Oyun”
“Shiro!!Abinin Stephe kaybetmesi için milyonda birde olsa herhangi bir şansı olduğunu mu düşünüyorsun?”
“Bunu… Milyondan… Trilyona yükseltmemiz gerekli.”
Bu sizin içindi kardeşler—Hayır kimse onu göremezdi—Ama onlar herşeyi görebiliyorlardı.
“…Benide dâhil edin… Boşluk… Kabul ediyor.”
–Bunun anlamı sadece biriyle değilde “İmmanity nin En büyük oyuncusuyla” yüzleşecekti. Ama herneyse diye düşündü Steph. Beceri şans oyunlarıyla alakasızdı. Oranlar herzaman elli elliydi.
“…Steph, Eğer kaybedersen… Benim bir emrime uyacaksın.”
Steph onu görmemeliydi. İmmanitynin en büyük oyuncusunun yarısının boş yüzünü. Gözlerinin derinliklerinde parlak bir ateş harladı.
“Heh-heh, Bu oldukça iyi, Şimdi oyun zamanı—!”
Steph hızlıca sokağın kenarını işaret etti.
“Köşeden gelecek kişinin erkek mi kadın mı olduğunu tahmin etmelisin.”
Oyun hakkında bir an düşündükten sonra, Shiro cevapladı:
“…En iyi On… Aschente”
“Mükemmel! Aschente”
Steph hevesliydi, Sora Stephe boş gözlerle baktı ve büyük bir iç çekti.
“Nasıl-Nasıl olabilir?”
Sonuç… 9 a 1di.Çok az bahsedildiği gibi, Steph utanç verici bir şekilde yenildi.
“Bu-Bu imkânsız! Şans oyununda nasıl %90lık skor yapabildin? ”
Soranın kalbi kayıp etmek istiyordu, Kalbi yırtılıyormuş gibi yorgunca açıkladı.
“—Sen insanların nedensizce bu köşede gezindiklerini mi sanıyorsun?”
“…Huh?”
“Çay hazırlanırken, bu yolda kimin hangi aralıklarla yürüdüğünü izledim. Shiro gözlemlediğim eğilimleri, istihdam oranlarını, mesleki demografi vb kullanarak cinsiyet dağılımını çıkardı. Bu şekilde tutarlı tahminler yapabildik. ”
“…Zafer(V)”
–Shiro, tüm bu ezberlenmiş veri ve zihinsel hesaplamaları tamamladıktan sonra ik parmağıyla zafer işareti yaptı. O V işaretinde sonra, Steph sonunda düşmanlığı hissetmeye başladı… Ama herşeyden önce—
“Çocuklardan hoşlanmıyor musun?”
Acaba tam olarak ne zaman köşeden gelen insanın cinsiyetini tahmin edecekleri aptalca bir oyun oynayabileceklerini düşünmüşlerdi?
—Ama Sora ve Shiro ya geldiğinde bu soru aptalcaydı, Cevap: Onlar için herşey bir oyundu.
“…Ve şimdi…”
Kazanan Shiro, isteğini yerine getirdi, bahse göre:
“Bütün iç çamaşırların… Artık bize ait…”
“—-Hungh?!”
“N-Ne oldu öyle?”
Ancak Kurallara göre bahisler zaten söylenmişti.
“Errk!-Bekl—lü-lütfen bunun dışında herşey olur!”
-
- Kural: Kurallar tarafından bahisler kesin bir yemin(Aschente) ile bağlanır. Kurallar kesindir—Hiçbir güç kurallara karşı gelemez. Steph külodunu çıkarmaya zorluk çıkarmış olsada, Shiro hiç uğraşmadan ve yüzünde kaba bir ifadeyle onları aldı. Bu şekilde –dört ayağının üzerinde duran, kırmızıya dönmüş yüzlü, iç çamaşırsız şekilde resim tamamlanmıştı. Ama en çok panikleyen kişi soraydı.
“Hey-Kardeşim!Biraz çizgiyi aştığını düşünmüyor musun?!”
“…11 yaşındayım… Sadece çocuğum… Yani, bilmiyorum.” (Bahaneye gel XD)
Bu sözlerle beraber, Shiro iç çamaşırını kafasına geçirdi. Hala ifadesizdi, işaret parmağını yanağına koydu ve yumruğyla başına dokundu.
“Ne-Bunu çocuğun masum bir oyunu olarak mı değerlendireceksin? Sizin seçici kullanımınız bakmak için fazla göz kamaştırıcı!”
Şimdi daha çok, yoldakilerin dikkatini çeken kafasında külot olan genç bir kızdı. Sonuçta halk Stephin külotlarına maruz kalmıştı… İnanılmaz. Shiro-bozuşmak istemeyeceğiniz tek çocuktu. Kardeşinin alışılmadık merhametsizliğinden rahatsızlık duydu, Sora Sordu:
“Hey, bugün dışrı çıkmış gibisin ha? Kötü bir ruh halinde olmak için belli sebebin mi var?”
“…Belli mi?..”
Ama Stephin Sorayla olan mücadelesi hoşnutsuzluğunun ana nedeniydi. Shiro cevabını yarı kapalı gözler ve belli bir ilgisizlikle verdi.
Resim