No Game No Life - C4Bölüm 03-1
Çevirmen: Uchuujin Düzenleyen: ggurcan
Bölüm 3 Büyücü/İmparatoriçe
-[Oceande] …Sirenler ve Dhampirlerin ikamet etiği sular altındaki şehir.
Başka hiçbir ülke ile ticaret yapmıyorlar, inzivaya çekilmiş bir ülke haline geldiler.
Denizin dibinde oldukları için normal yollarla ulaşılamazlar.
Ve tam olarak da bu nedenden ötürü bir grup insan anormal bir yolla ortaya çıktı.
Jibril denizi ikiye böldü ve Oceande de görebildiği en yüksek kuleye ışınlandı.
Derinlik iki yüz metre kadardı ve bu kadar deniz suyu yerine geri dönerse…
“Böyle bir şey olur…”
Sora’nın arkasında duran Miko bir iç çekti ve baktığı şey- Jibril’in yarattığı hava balonun diğer tarafıydı.
Okyanusun dibindeki kum ve kayalar şiddetli bir şekilde sallandı ve dev bir blender gibi döndü.
Jibril ne kadar güçlü olursa olsun [Kuralların] sınırlaması nedeniyle şiddete başvuramazdı.
Eğer [Kurallar] güçlerini kullanmasına izin verdiyse, o zaman kimseye zarar vermemiş olmalıydı…
“Bunun şehre veya başka bir şeye zarar vermeyeceğine emin misin, değil mi?”
“Hayır, eminim. [On Kural] mutlaktır bu yüzden sorun yok. Sorun olmayacaktır… Muhtemelen.”
Gelgitler azaldıkça Sora kendini rahatlatmaya çalıştı. Kum yerine oturdu ve deniz bir kere daha berrak hale geldi.
“-Oh, bu gerçekten bir şey.”
“…Güzel…”
Sora ve Shiro altlarındaki büyük ve geniş şehri anlatmak için bu kelimeleri kullandılar.
Sora’nın düşündğü peri masalı ve basit şehirden farklı olarak, harika bir [Şehirdi.]
İnanılmaz miktarda taşlardan inşa edilmiş binalar denizin dibinde yan yana sıralanıyordu.
İnci gibi parlayan duvarların üzerine tuğa olarak kabuk ve mercan kullanılmıştı ve parlak ve taze renkler yaratıyordu. Suyun içinde olduğu için karmaşık yapılar ve ters koni şeklindeki binalar olabilidi- Sora konuştuğunda:
“…Hmmm? Neden her şey mavi değil?”
Denizin dibine güneşten gelen ışığın mavi ışınları ulaşabilirdi. Bu soruyu cevaplayan kişi Shiro’ydu.
“..Nii, muhtemelen… bu yüzden.”
Shiro parlayan sayısız yosun ve deniz anasını işaret etti-Doğal [Sokak ışıklarıydılar.]
-Şehrin parıldaması şaşırtıcı değildi.
“Oh, hadi ama bana bir aptalmışım gibi davranma. Herneyse harika görünen bir şehir değil mi?”
“…Hah, iltifatın için teşekkürler…”
Plum mağlubiyet ve aşalanmanın izlerini taşıyan acı bir gülümseme ile cevap verdi. “Çünkü burası Dhampirler tarafından inşa edildi ve bakımı yapılıyor…haha…” Sora ona söyleyecek hiçbir şey bulamadı ve hemen arkasına döndü.
Jibril, Izuna ve Steph merakla çevrelerini araştırırken her zamanki gibi Miko ortaya çıktı.
Ve-
“Sora-san…bunların…anlamı ne…?”
Ino acı içinde sordu, görünüşe göre ışınlanmadan kaynaklanan seslerden etkilenmişti.
“İsteğine uydum Izuna ve Miko iyi görünüyor, bu yüzden Jibril’e teşekkür etmelisin.”
“…Ah~Bununla bir derdim yok ama bir şey söylememe izin verir misiniz?”
Miko sırayla Sora, Shiro ve Jibril’e baktı ve derin bir nefes aldı. “-
Siz insanlar, cehaletinizin bir sınırı yok…”
“Eh?”
“…Bir…problem mi var?”
“Oh, bir itin etçil alt türünün söyleyecek bir şeyi mi var?”
Üç cahil kişi bir kerede merakla başlarını yana eğdiler.
Bazıları sağ duyu ile yaklaşırken- Steph Miko’yu temsil ediyormuşçasına yüksek sesle konuştu:
“D-Denizi böyle bölmek, nasıl bakarsanız bakın bu düşmanca bir eylem gibi görünmüyor mu? Peki, bizi nasıl kraliçeye götürmeyi düşünüyorsunuz?”
“En başta onlar bizi devet etti ve bizi bekleten de onlardı bu yüzden zamanımız tükendiğinden ve acelemiz olduğundan buraya kendimiz geldik. Jibril’in çok çalışmasını göz önünde bulundurarak bize teşekkür etmeliler ve bizi dans ve şarkılarla karşılamalılar değil mi?”
Miko ve Izuna’nın iç güdüleri Sora’nın yine onlara yalan söylediğini söylüyordu ve ağızları yarı kapalı bir şekilde.
Kalan Werebeastler- Acı içinde inlerken kulaklarını kaşımaya devam ettiler.
“…Ah~Bunun için endişelenmeyin…Yukarı bakın.”
Plum’ın söylediklerini duyan herkes işaret ettiği yere baktı.
Sayısız kişi evlerinden çıkıp onlara doğru ilerlemeye başladı.
–Dişilerin vücutlarının alt yarısı pullarla kaplıydı ve balık kuyruğu vardı ve üst yarısı ise insan bedeniydi.
Göğüsleri küçük bir bez parçası örtüyordu ve elleri ve boyunlarında mücevherler varmış gibi görünüyordu.
Onların görünüşleri tam olarak masallardaki gibiydi- [Deniz Kızları.]
“…Ah demek bunlar Sirenler? Harika, neyse ki her şey planladığım gibi gidiyor.”
Eğer *Cthulhu gibi yaratıklar çıksaydı o zaman Sora çok sinerlenirdi ama bu gelişme içini rahatlattı. (Howard Phillips Lovecraft’in yarattığı Cthulhu Mitosu’nda ki Yüce Eskiler’den biridir. Kanatları ve yüzünde ahtapot dokunaçları olan devasa yaratıklardır.)
“Ç-Çocuklar şuraya bakın, tüm o insanlar paniklemiş… Gerçekten kızgın olmalılar.”
Steph hava kabarcığının önünde duran Sirenlere bakarken huzursuzca konuştu-
“Eh, eh…?”
Şaşkınlıkla Steph’in gözleri genişçe açıldı.
Sirenler suda dönerek ışıltılı pullarını gösterecek şekilde zarifçe yüzüyorlardı.
Onların pürüzsüz kar beyazı ciltlerindeki mercan ve incilerden yapılmış inanılmaz renkli takilar akıntı ile sallanıyordu.
-Hareketlerinde herhangi bir sabit ritim yoktu.
Parlayan deniz anaları, değişik renkli türlü balık sürüleri mavi deniz ışığı ile aydınlandı, zerafetle ile yüzen deniz kızlarından bahsetmiyorum bile-
Muhtemelen bu rüya benzeri manzara herkesin nefesini kesecektir-
“…Nii bu minnettarlık ve karşılama…dansları.”
“Öyle görünüyor…Bak, Steph sana problem olmadığını söylemiştim!”
“Bu insanların bağışlayıcılıkları okyanus kadar derin…”
Bir süre sonra aralarında ne güzel takılara sahip Siren ortaya çıktı.
İki elini de salladı ve ağzını gelişi güzel açıp kapattı.
Hareketlerini gözlemleyen Steph, neler olduğunu anlayamadı ve başını eğdi ama Sora neler olduğunu anlamıştı.
“Jibril’in yarattığı havadayız ve onlar dışarıdaki suyun içindeler—Muhtemelen ses iletilemiyor.”
“Evet…Gidip açıklayacağım ve biraz kan içeceğim böylece gücümü hepinizin su altında nefes almasını sağlayacak bir büyü için kullanabilirim, yani lütfen bundan sonra hava bariyerinden çıkın…”
Cümlesini tamamlayan Plum hemen öne atıldı, hava kabarcığından çıktı ve suda yüzdü.
Giderken ona baktılar.
“Gerçekten türlerini kurtarıcısı olsak bile…”
“-Şehirlerinin kapısını böyle bir saldırı ile açtıktan sonra bize hala sıcak mı davranıyorlar?”
Jibril ve Miko’nun fısıltılarını duyan Sora, soğukça güldü:
“…Sirenler gerçekten aptallar mı? ya da-”
(HAREM +1 Mİ ??) YORUMLARI BEKLİYORUZ