No Game No Life - C4Bölüm 03-11
Çevirmen: Uchuujin Düzenleyen: ggurcan
■「Üçüncü Gün」■
Izuna [Hediye] komutunu Sora üzerinde kullandı.
Hediye olarak verdiği şey bir uskumru konservesiydi.
Uskumru konservesine bakarken Izuna’nın salyaları akıyordu ve bir iç çatışma yaşıyordu.
Sora’nın elinden bir şey gelmezdi, bunun yerine Izuna’nın yanından ayrılıp gitmeyi düşündü ama dürtüsünü kontrol etmeyi başardı.
-İmpratoriçe reddetmişti ve Steph okul kapılarındaydı burada bir bayrak mı tetiklenmişti?
Ama Sora henüz onu tanımıyordu bu yüzden onu görmezden geldi ve sınıfa doğru yürümeye devam etti.
Ulaşır ulaşmaz- Muhtemelen aynı sınıfta oldukları için- Plum kadın üniforması içinde ona doğru yürüdü.
“U-um… Neden herkes imparatoriçeyi görmezden geliyor…?”
“Çünkü karakteri feth etmek için sevgi puanı kazanıp saldırı başlatman gerekir.”
“…Oyunun erken aşamalarında…. Belirli bayraklar haricinde…herşeyi görmezden gel… istatistiklerini yükseltmeye odaklan…”
Sora ve Shiro düşüncülerini odaklayıp dile getirdiklerinde, Plum biraz sıkıntılı görünüyordu.
“…Bu ne işe yarayacak…?”
Ino hala okulun kapısında secde pozisyonunda duruyordu.
■「Dördüncü Gün」■
Miko [Buluşmna Teklif Et] komutunu kullandı- Sora üzerinde.
Okula giderken durdu ve Miko ilk adımı attı.
“İlkbahar teması ayarlanmış [Sakura Mercan Parkını] merak ediyorum, benimle gelmek ister misin?”
UI (Kullanıcı Arayüzü)’dan replikleri okuyormuş gibi görünüyordu ama Sora burayı ilk defa duymuştu.
“Eh? Bu da ne? Onu nerede gördün?”
“Gerçekten fark etmedin mi? Sağ alt köşede küçük bir kitaba benzeyen bir simge var.”
“Ah…gerçekten de. Oceande UlağıRomantizm oyununda Miko-san’ın gerisine düştüm.”
“Heheh… öyle mi? Sakura mercanları ilgini çekmiyor olabilir mi?”
“Tamam gideceğim, Shiro da gelebilir mi?”
“…Mm, görmek… istiyorum.”
“Gideceksek hadi diğerlerini de çağıralım, Izuna, Jibril, Steph- Plum gelmek ister mi?”
“Usta, [Hobilerin] altında [Bento Hazırla] komutu var, ziyaretimiz için biraz yapacağım.”
“…Um, hepmizin ne için burada olduğumuzu unutmadığınızdan emin misiniz…?”
Ino hala okul kapılarında secde pozisyonundaydı.
■「Beşinci Gün」■
Bugün kulüpleri seçeceğimiz gündü ve herkes Eve-Git klubünü seçti.
Sadece Steph öğrenci konseyine katıldı ve bazı nedenlerden dolayı Sora’ya nefret dolu gözlerle bakıyordu.
-Okuldan sonra Shiro kolunu çekiştirdi ve ona baktı-
“…Niii, orada.”
Eve gidiyormuş gibi görünen impratoriçeyi işaret etmişti.
“Bir eve gidiş bayrağı mı…?”
“Sanırım öyle, unut gitsin çok zahmetli, hadi eve gidelim.”
“… [Birlikte eve gitmek… Birisi söylenti yayarsa… çok utanç verici olurdu]”
“Hey kardeşim, bu repliği tekrar etmesen olur mu?” (TokiMemo’dan bir karakterin repliği, Fujisaki Shiori.)
-Geçmiş anıları canlandı.
Diğer parti çocukluk arkadaşıydı ve bir şekilde onu eve birlikte yürümeye davet ettiğinde bu repliği duymuştu.
“Şimdi düşününce, sanırım insanlara güvenmeyi bıraktığım zaman buydu.”
Plum apar topar bir şeyler söylemek ister gibiydi ama Sora onu görmezden geldi ve küçümseyerek “Tamam evet çok komik” diye cevap verdi.
Ino hala okul kapılarında secde pozisyonundaydı.
■「Onuncu Gün」■
Gelecek ayki spor festivaline hazırlık yapıyorlardı.
Muhtemelen Jibril’in ezici performansı ile sonuçlanacaktı, dersler bittikten sonra oy birliği ile okuldan ayrıl komutunu kullandılar.
Okul kapılarından çıkarken Sora sonunda [Buluşma] komutunu kullanmaya çalışltı.
-Ve hedefi Miko’ydu.
“Ah~um, neden hep birlikte [Alışverişe] gitmiyoruz?”
“Neden sesin senaryodan okuyormuşsun gibi geliyor?”
“Nah, sadece bir alışkanlık.”
“Bir şey satın almadan alışverişe gitmek eğlenceli olmaz mıydı?”
“…Bence…orada bir…yemek festivali var…”
“Pekâlâ, Hadi gidelim, orada şarap olmalı değil mi? Ah, Izuna da bizimle gelmek istiyor mu?”
“Et ya da balık olduğu sürece elbette, lütfen.”
“Ah, kesinlikle bende geleceğim ustam.”
Steph’i de davet etmeyi planlamıştı ama muhtemelen konsey işleri ile meşgul olduğu için okuldan sonra onu görememişti.
-Tüm [Paraları] harcadıkları halde herkes oldukça lezzetli yiyecekler denemişti.
Ino hala- boşver.
■「On Beşinci Gün」■
“-Millet, okula gitmemiz gerekmiyor mu?”
Sora’nın sözlerini duyan herkes bir şeyler fark etti.
Bundan sonra hızla onların hareketlerinin temposu arttı.
Herkes ulaşabildiği tüm buluşma noktalarını denemek için planlar yapmaya başladı.
Sora ve Shiro özenle seçtikleri elbiselerini giyer gitmez buluşma noktasına gittiler, ama-
“…Ne büyük hayal kırıklığı…”
Sora sorusuna yardım ederken Shiro’nun omuzları hayal kırıklığından düşmüştü.
“…Miko-san… Sormama izin verin, neden bunları giyiyorsunuz?”
Zamanında gelen Miko eşorfman ve bir çift terlik giyiyordu, zavallı görünüyordu.
Yaşlı biradamın ev kıyafetinden farklı değildi ama Miko omuz silkti.
“Çünkü hiç hasır ayakkabı, etek veya pantolon yok. Bunlar ucuz görünselerde içinde hareket etmek çok kolay ve oldukça rahatlar. Yürüyüş için neden takım elbise giydiğinizi benim sormam gerekmiyor mu?”
“Hey Jibril, neden mayo giydiğini söyler misin?”
“Eh? Kıyafet seçimi menüsünde gündelik giydiğim şeylere en çok benzeyenleri seçtim.”
…Hala özenle okula devam Steph’e göre, Ino hala…. Boşver.
■「Yirminci Gün」■
-Herkes oyundan sıkıldı.
Bir zamandan sonra artık Sora gerçekten okula gitmeye başladı.
Bundan sonra bazı nedenlerden ötürü bir söylenti yayıldığını fark etti. [Sora Steph’i (Erkek) incitti.]
Tam olarak neler olduğunu öğrenmek için teneffüste Steph’i bulmaya gitti ve-
“…!”,
Onu bulunca Steph şiddetle baktı ve kaçtı.
“Burada neler oluyor?”
“Ne de olsa…bu bir oyun…”
Hiçbir şey yapmayan oyuncular için [Bombalar] ortaya çıkar, oyunun tasarımı böyledir.
Peki neden bomba simgesi- bir erkekte (Sadece Ayarlarda) ortaya çıktı?
“Hey, Plum sistemde bir hata varmış gibi görünüyor.”
“…Bununla karşılaştığına göre, oyunun asıl amacını gerçekten unuttun değil mi?”
Sora oyundaki hataların düzgün bir şekilde giderilmesi gerektiği hakkında şikâyet etti.
Plum ufka baktı ve uzun, üzgün bir iç çekti.
–Bunlar olurken- Ino hala okulun kapılarının önünde secde pozisyonunda duruyordu…
■「Yirmi Beşinci Gün」■
Pek bir şey olmadı.
Neredeyse tüm mesele yaz tatilinin ikinci yarısı haline gelmişti.
■「Otuzuncu Gün」■
Pek bir şey olmadı.
■「Otuz Beşinci Gün」■
Pek bir şey olmadı, genel olarak.
■「Otuz Dokuzuncu Gün」■
-Hadi yarın gidip okulu kontrol edelim.
Bir şekilde Ino neler olup bittiğini anlamaya başlamış gibi görünüyordu.