No Game No Life - C4Bölüm 03-4
Çevirmen: Uchuujin Düzenleyen: ggurcan
Bu noktada Amira ciddiyetle- ya da ciddi numarası yaparak- ilan etti:
“Şimdi herkesi tanıştıracağım…bu Sirenlerin İmparatoriçesi…Leila• Lorelei-dono.”
-Güzel bir kadın buz bloğunun içinde uyuyordu.
Dalgaya benzeyen mavi saçları genç yüzüne düşüyordu.
Kar beyazı cildi göz kamaştırıcı altın şeritlerle süslenmişti ve vücudunun alt kısmı çekici pullarla kaplıydı.
Bu pullar odadaki ışığı yansıtıyor ve son derece renkli görünüyordu.
Işık ve altınla süslenmiş ve buz tabutun içine koyulmuş olan [İmparatoriçe], gözleri kapalıyken sessizce çift kabuklu tahtın üzerinde oturuyordu.
Plum ve Amira hala suskun olan herkesin arkasında tartışıyorlardı.
“A-Amira-sama… İmparatoriçenin uyanışı ile ilgili olarak… Sora-dono ve diğerleri, buradaki herkese bir oyunda meydan okumak istediklerini söylediler… tamam mı?”
Amira, Plum’ın sözlerini duyunca anlık olarak üzüldü ama sonra cevap verdi:
“Tamam, sorun yok☆ Ama sizin tarafta bir sorun yok mu?”
“Hayır… b-bu yüzden yaklaşık otuz kişiden yardım almak istiyoruz.”
“Mm.” Amira başını salladı.
“Tamam☆ Yani Majestelerinin uyanışı için hazırlık yapmaya gidiyorum~ ☆Herkes aynı anda büyü kullanacağı için kana ihtiyacınız olacak~Hehe☆Amire gidip herkesi çağıracak, bu yüzden şimdilik her şeyi Plum’a bırakacağım☆”
“Pekala… O-ozaman Majestelerin rüya alemine girmek için gereken büyünün hazırlığını yapacağım…”
Eğildi ve Amira’yla birlikte odayı terk etti.
-Ama kimse onun gittiğini fark etmedi.
Sadece İmparatoriçenin içinde uyuduğu buz bloğuna odaklanmışlardı.
“N-Ne kadarda güzel bir kadın…”
Steph kendisinin bir kadın olduğunu unutmuş gibiydi ve tutkulu bir şekilde ona iltifat etti.
Çarpıcı görünüşüyle karşı karşıya kaldıklarında, Ino’nun tepkisi için bir ayrıntıya gerek yoktu, keza Jibril, Miko ve hatta Izuna için bile böyleydi.
Bakışları körlemesine ona çekiliyordu ama—
“Hmm…? o kadar güzel mi? Shiro?”
“…Ben… gerçekten… anlamıyorum…”
“Ne!~~?”
Herkes onların tepkilerine şaşıp kaldılar.
“İkinizde delisiniz değil mi?! Eğer bu kadın güzel değilse, o zaman kim!? ”
“…Sakinleşmelisin, bu kadar şaşırtacak kadar güzel değil değil mi?”
Steph’in karşı çıkmalarıyla karşı karşıya olan Sora, alnında oluşan sabırsızlık kırşığıyla konuştu.
İmparatoriçeye bir kere daha baktı.
–Leila Lorelei, budan bir tabutun içinde uyuyan deniz kızlarının imparatoriçesi.
Görünüşü kesinlikle güzeldi.
Ama Sora güvenle söyledi—o [farklıydı].
Onun güzelliği bir sanat eserini bile utandırabilecek Jibril’den farklıydı.
Ay ışığının kutsal güzelliği gibi olan Miko’dan farklıydı.
Izuna’nın saf, lekesiz tatlılığından farklıydı
–
“…? Nii…?”
Sora yanıan baktı- Şaşırmış görünen kız kardeşi de düşüncelerini doğruladı.
“O bu yarışmanın bir katılmcısı bile değil ya da Steph’in bile ondan üstün olduğunu mu söylemeliyim?”
“…Belli ki benimle dalga geçiyorsun, bu beni kızdırıyor biliyorsun!?”
“Hayır, seninle dalga geçmem ne işe yarar ki…”
Sora öfkeli bir şekilde ona bakerken Ino sırtına vurdu.
“Sora-san hayır, bu iyi, endişelenme.”
Nazikçe devam etti:
“Bunun hakkında endişelenmeyin-iktidarsızlık tedavi edilebilir, seni bir dahaki sefere yumuşak kabuklu buhar kaplumbağası yemeye götüreceğim…”
“Öyle değil, itibarımı mahvetmeyi bırak!!”
Sora buz bloğnu işaret etti ve bağırdı.
“Hepiniz sakinleşeilir misiniz!! Ona çirkin demiyorum ama Miko-san, Jibril, Izuna ve Shiro ile kıyaslandığında gerçekten yaltaklanmaya değer mi?! Demek istediğim buradaki herkes süper güzeller!!”
Stehp ve Ino Sroa’ya acıyarak bakmaya devam ettiler ama-
“İnanılmaz Ustam… Daha önce bahsettiğim Sirenlerin [Becerisi] buydu.”
“-Ah?“
Miko ve Jibril bakışlarıyla buz bloğunu yırttı ve Jibril devam etti:
“Sirenlerin özel vücutları veya büyüler yok ama bu kadar uzun süre hayatta kalmayı başarmalarını en büyük ve tek silahlarına bağlayabilirsiniz…”
Jibril derin bir nefes aldı.
“Suda oldukları sürece– [Herhangi bir şeyi cezbetme kabiliyetine] sahipler.”
“Sirenler suyun kusamasını alan bir türdür-Okyanusta kalmalarının ve ayrılamamalarının nedeni büyük miktarlarda ruha sahip olmaları… [Su Ruhları] ve diğer tüm ruhları cezbedebilirler.”
“…Ah…”
“” Ah, anladım.”
Sora ve Shir anlayış içinde başlarını salladılar, neler olduğunu anlamış gibi görünüyorlardı.
[On Kural]dan önce, Siren dişileri diğer türlerin erkekelerini tüketerek çoğalıyordu.
Süper insan gücüne veya herhangi bir büyüye sahip olmadıkları için deniden ayrılamıyorlar, nsaıl hayatta kaldılar.
Cevap- Diğerlerini [Ayartıyolar] ve baştan çıkarıyorlar.
Bu balıkların neden beraber yüzdüklerini ve derin denizde büyüsüz basınca nasıl dayanabildiklerini açıklar.
“Bu bir tür ayartma büyüsü mü?”
“Evet, basitçe söylemek gerekirse, ruhların hareklerini kontrol ediyorlar- onları çekmek için mıknatıs kullanmak gibi bir şey, ki bu onların türünün yeteneği… Bu başlangıçta önemli bir şey değildi ama-”
Jibril İmparatoriçeye baktı ve bir kez daha kafasını çevirdi.
“Ama, buradaki deniz kızı- sahip olduğu ruh miktarına bir [Anomali] denebilir.”
Jibril imparatoriçenin çekimine karşı koyamadığı için mutsuz bir şekilde konuştu.
Diğer insanlarında ne olması gerektiğini bilirken- yüzünde çaresiz bir ifade ile başını kaşıdı.
Konuyu değiştirme—
“Ama… Ustalarımın üstünde neden çalışmıyor?”
Jibril merak içinde sordu.
“…Hmmm…? Jibril kendisi söyledi… biz ruhlara… sahip değiliz.”
“Evet, sen söyemiştin, bu dünyadaki herkesin içinde ruhlar var ama Shiro ve bende yok.”
İlk karşılaştıklarında başka bir dünyadan olduklarını kanıtlamak için Jibril’in bedenlerini ruhları için taramasına izin vermişlerdi.
Eğer yetenekleri mıknatıs gibi ruhları çekmekse, Sora ve Shiro’da çalışmayacağı ortadaydı ama-
“Hayır, ruhları olduğu sürece, ruhları olmalı. Belki de ustalarımın ruhları algılanamayacak kadar zayıftır veya ruhları tespit edilemiyordur- Ama öyleyse neden etki etmiyor- bu garip.”
Bir kez daha Sora ve Shiro’ya olan ilgisi körüklenen Jibril kendi kendine mırıldandı ve onlara heyecanla baktılar.
-Yanında duran Ino konuştu.
“Ya da basitçe Sora-san iktidarsız bir erkek olduğu için mi?”