No Game No Life - C4Bölüm 04-2
Çevirmen: Uchuujin Düzenleyen: ggurcan
Deniz kenarına geri döndüler.
Güneş uzun zaman önce batmış, ardında kırmızımsı bir ay ve sayısız yıldız bırakmıştı- Ve plajda kamp ateşi yakılmıştı.
Gelgitler ve havai fişeklerin patlamaları arasında, Sora neşeli bir şekilde konuştu:
“Oh, Shiro neredeyse kömür oldu değil mi?”
“…Tropikal bir balık… Yiyebilir miyiz…?”
“Bu tuzlu su balığına [Lelite] deniyor, tadının oldukça güzel olduğunu duydum.”
-Herkes Jibril tarafından Oceande’den sahile ışınlanmıştı.
Yanlarında çok miktarda deniz suyu da geldiği için, halihazırda ışınlanmış balıkları pişiriyorlardı.
“Hah-! …Bunlar genellikle işten sonra alkölün yanında garnitür yaptığım şeyler…Keşke-”
Miko içkisini bir kerede bitirdi, balığını bitirdikten Sora konuşmaya devam etti.
“Keşke [Kızarmış Tofu Kabuğu] olsaydı- değil mi?”
“-Bunun en sevdiğim yemek olduğunu nerden bildin? Daha önce bahsettim mi?”
Miko’nun şaşkınlığını görmezden gelen Sora ve Shiro gülmeye başladı.
Ve huzurlu manzaranın birkaç adım arkasında- “Bu da ne…Burada neler oluyor?”
Steph hala neler olup bittiğini anlamamış görünüyordu ve kendine bu soruyu sordu.
Yanındaki Izuna’da suskun suskun bakınıyordu.
Biraz ileride- Plum da sessizce duruyordu.
Sora Steph’e baktı ve Bir parça ızgara balık çiğnerken konuştu:
“Önemli değil- Sadece Plum bizi kandırmak istedi, hepsi bu.”
-Steph Plum’a baktı, Sora onu sorguya çekiyormuş gibi devam etti:
“Bunu ne zaman fark ettiğimi sormayacak mısın- değil mi? Plum.”
…Hayır, yere bakan Plum ile konuşuyordu- ve alaycı bir şekilde konuşmaya devam etti.
Plum’ın kafasını kaldırdığını görünce, acı bir şekilde güldü ve soğukkanlı bir şekilde devam etti:
“[Başından beri]- hikayen başından beri oldukça şüpheliydi.”
Sora’yı taklit ediyormuş gibi Miko ve Jibril de alaycı bir şekilde güldü.
Dhampirler ve Sirenler karşılıklı bir ilişkiye sahip.
İmparatoriçe kış uykusuna yatınca ilişkileri çöküyor. Plum Jibril’in sözlerini yalanlayamadı- ama…
Sora kötü bir şaka duymuş gibi tekrar acı acı güldü ve devam etti:
“[Onu uyandıracak bir büyü yarattık, lütfen bize yardım edin.]- Hah, bu imkânsız.”
“…Eh? N-Neden?”
Sora ızgara balık yerken, anlamayan tek kişi Steph idi.
“Kazanma şansımız olmayan bir oyunda kesin bir kazanma yolumuz varmış gibi davranmak, her şeyimizi kaybetmemize neden olur, bu sizin için oldukça karlı bir yöntem değil mi? Sende aynısını yapmaz mıydın?”
“-…”
Steph yüzünde bir gülümsem ile, böylesien zalim yöntemlerden bahseden Sora’yı duyunca içgüdüsel olarak titredi.
“Bu doğru ama hala bazı [Endişelerim] var.”
Sora ızgara balığı çiğnerken konuştu:
“Plum’ın yalan söyleyip söylemdiğini anlayamadım ve aynı odadaki Izuna da bunu tespit edemedi- Ah, Izuna balık yemeyecek misin?”
Sora, Plum ile ilk tanıştıkları geceyi hatırlarken bir parça balık uzattı.
“…Hayır, teşekkür ederim, lütfen.”
Izuna hafifçe başını salladı.
Onların karşısında şarap içen Miko- gözlerini kapatıp başını salladı.
“Yani gerçekten yalan söylüyorsa diye onu Miko’ya bile götürdüm- ama hala yalan söylemiyordu.”
Jibril tetikteydi, eğer yalanları gizleyecek bir büyü yapmış olsaydı anında ortaya çıkardı.
Yani en güçlü Werebeast [Miko’nun] önünde herhangi bir yalan ortaya çıkardı veya Sora öyle düşünmüştü.
Sora başka bir balık pişirmeye başladı.
“Ama Plum’ı ele veren şey- [İnsanları aşık edebilecek bir büyü.]”
Ateşle oynayan Sora gerçekten eğleniyormuş gibi görünüyordu. Ancak, bir anlığına uğursuz bir gülümseme takındı ve devam etti:
“Yani zaferi garanti altına alabilecek bir büyüsü vardı-Peki o zaman neden bizim yardımımızı istedi?”
“B-Bu ne anlama geliyor, yalan söylemiyor muydu?”
Yani bu gerçekten Sora ve diğerlerinin yardımına ihtiyacı olduğu anlamına mı geliyordu?
Steph’in sorusunu duyan Sora balık çubuğunu döndürdü ve cevap verdi:
“Evet, yalan söylemiyordu- ve [Problemin Kaynağı] da bu.”
-Sora diz hizasında olan Shiro’ya baktı ve o da cevapladı:
“…UTC (Eş Güdümlü Evrensel Zaman) 6/20 22:42…[Nii]…”
Bir kayıt cihazıymış gibi, sözcükleri mükemmel bir şekilde iletti-
“… [Maçı kazanırsak karşılığında ne alacağız?] …”
Shiro [Orijinal Dünyasından] gelen telefonundaki zaman sadık kaldı- Anıları organize etmek hatta bu kelimeler konuşulurken [Tamamen Kaydetmek]. Sora’nın önceki sözleri aynı onun gibi söylemesi oradaki herkesi şaşırttı.
“-Ve karşılık olarak, Plum ne dedi?”
“…UTC (Eş Güdümlü Evrensel Zaman) 6/20 22:43… [Plum]…”
Duygusuz ve sakin bir şekilde-
“…[Um…Oceande su altı kaynaklarının yüzde otuzunu vereceğiz ve uluşlarımız arasında kalıcı iyi ilişkiler oluşacak…v-ve…um… benimle ne isteseniz yapabilirsiniz.]…”
Bu kez Plum’ın [Tekrarlanan] sözlerini duyan Sora acı bir şekilde gülümsedi.
“Kesinlikle- doğru [Burada] yalan söylemiyordu- ama [Doğru da değildi.]”
Sora daha önce Steph’in oynadığı sopayı işaret etti
“Steph, oyunda [Her şeyi] bahse etmemiz hakkında bir şeyler söylemeyecek misin?”
“E-Evet…çünkü bizim yardımımızı istiyorlardı değil mi?”
“Evet, haklısın.”
“-Eh, huh?”
Sora balığını çiğnerken şoke eden sözler söyledi ve devam etti:
“Karşı çıkmalarınızı görmezeden geldim çünkü bilgi toplamam gerekiyordu. Özür dilerim, neden böyle garip hissetiğini açıklayacağım.”
O an Steph’in garip olarak tanımnlayabileceği tek şey buydu, [Birşeyler doğru değil] diye hisetti ve bu da-
“Bu [Oyun] – bir [At Yarışı] gibi.”
“A-At yarışı? Hangi atın kazanacağı üzerine para yatırdığın şey mi?”
Sora, bu dünyada da at yarışı olduğu gerçeği ile rahatlayıp başını salladı.
“At yarışı atların yarışmasına izin verir, hangisinin kazanacağını tahmin ettiğin bir [Oyun (Kumar)] …Ama en temel haliyle atların birbirleriyle yarışmasına izin verme eylemidir- Ayırca [Biniciler arasındaki bir yarışma] değil mi?”
Kesin olmak gerekirse, onun dediği-
“At yarışı- [Binici sporundan oluşturulan bir kumardır] iki katmanlı bir oyun.”
“Biniciler (Biz) imparatoriçenin aşkını kazanmak için birbirimizle yarışırız (Romantizm Oyunu).”
Ve-
“Diğer yandan, Plum ve Amira tarafından ödül olarak verilen kaynaklar ve ilişkiler, sadece [İmparatoriçeyi uyandımaya] yönelik bir [Ödül]- yarış ve at yarışı(kumar) açıkça iki farklı oyunlar ama biz hem atlar hem de kumarbazlar olarak oyuna girdik- Tabii ki bir şeylerin doğru olmadığı hissettik.”
…Steph neler olduğunu anlayınca derin bir nefes aldı.
Sora’nın örneğine göre onlar at yarışındaki binicilerdi.
Ama sahip oldukları her şeyi bahse koymak zorunda kaldılar- [Ayrıca] ikinci bir oyunda yer alamya zorlandılar.
Ve Sora, Steph’in düşüncelerini okudu…
-Kafasını salladı ve “Sorun bu değil.” Dedi.
“Eğer bu bir ar yarışıysa, Binicilerin (Biz) yarıştığı- [Ödül] nerede?”
Sora, Plum’a kötü bir bakış attı.
“…Huh, İmparatoriçenin sevgisi elbette… Onu uyandırmak için?”
“-Eğer imparatoriçe birine âşık olursa onu sonsuza kadar sevecek mi? Ve prensi için uyanacak mı? – Bu mantıklı gelmiyor ve bundan sadece imparatoriçe kazançlı çıkıyor değil mi? Kazanan için [eşit ödül] nerede?”
Sonunda Steph garip hislerinin [kaynağını] buldu.
Kaynaklar, iyi ilişkiler ve Plum’ın hakları- bunların hiçbirini imparatoriçe bahse koymadı.
Yani, [Kurallara yemin ettiksen sonra] kış uykusuna yatmasına sağlayan oyun.
İki tarafta eşit değerde olan [Bahisler]- Kazanan biniciye verilecek.
—
-Bu ödülle ilgili-
-Hiç bahsetmedi!?
Miko acı bir şekilde güldü ve balıkla oynamaya başladı.
“Bu oyun serisinin iki tarafı var, ama Sora [Kazanan için ödüllerden] bahsederken oradaki Dhampir iki yüzlülük yapmaktan kaçındı ve bu yüzden yalan söylemedi.”
Güldü ve devam etti.
“Yalan söylemese bile- bu geçerği söylediği anlamına gelmez.”
Miko Plum’ın kalp atışlarında bir şey yakaladı, kendi kendine [Öğrendim] dedi ve tekrar zayıf bir şekilde gülümsedi.
Sora abartılı bir aksanla derin düşüncelerini söyledi.
“Pekâlâ, işte [Sorun] burada başlıyor- Neden oyunun riyakarlığından bahsetmedi?”
Sora çubuğu elinde dödürürlen, Plum’a baktı ve devam etti:
“Deniz tabanına ulaşmadan önce- Miko-san ve Izuna’nın duyularının mühürlendiği düşündün ve ana konuyu görmezden geldin, neden sadece [Amira herhangi bir risk olmayacağını söyledi] gibi bir şey söylemedin?”
Bu arada, yoğun bir şekilde balık hazılarmakla meşgul olan Jibril, Sora’nın arkasına geçip ona tuzlanmış bir balık verdi ve onun için devam etti:
“-Çünkü öyle söyleseydi [Yalan] olacaktı…değil mi?”
İnce bir şekilde gülümseyip soruyu cevapladı.
Sora kafa salladı, bunun anlamı- Sora, Shiro’ya anlamlı bir bakış attı.
“…UTC (Eş Güdümlü Evrensel Zaman) 6/20 04:28… [Plum]… [Lütfen türlerimizi kurtarın!] …”
Hafifçe balığını ısırırken, Shiro ustalıkla- Plum’ın sözlerini [Tekrar] etti.
“Eğer [Türlerimiz] kelimesi yalan olsaydı- bu gerçekten Dhampirleri kurtarmamız anlamına gelirdi.”
Yani bunun anlamı-
“Bunun anlamı- sadece- Dhampirleri kurtar- Yani ne yapmalıyız?”
Sora mermer gibi genişlemiş Steph’in gözlerini görmezden geldi.
Daha önceden oynadığı sopayı salladı- Sahilde oturan Plum’a doğru.
“Pekâlâ, karar vermek için tüm metaryallere sahibiz, değil mi?”
Sora onun olduğu tarafa doğru sopalar fırlatmaya başladı.
“Üç soru var ve tek sonuç var.”
İçinde üç tane sopa gömülmüş sahile bakınca, Sora Plum’la konuştu.
“-Buna hazır mısın? Plum.”
Sora’nın sözlerine cevap olarak.