No Game No Life - C5Bölüm 00-2
Çevirmen: Uchuujin Düzenleyen: ggurcan
Elven Gard- Tillnog şehri, aşağı Miguel.
Bu bölge sadece tek başına 3 kıtaya ve 52 eyalete uzanan en büyük toprak parçasıydı.
Başkentin güneydoğusundaki Cücelerin krallığına yakındı- Harden Fell
-Bu şehir ormanda doğmuş ve kutsamasını almış Elflerindir.
Oradaki mimari Immanity’ninkine hiç benzemiyordu-Elkia.
Şehrin merkezinde bir [Cennet Ağacı] yükseliyor- Bir dalı göklere dek ermiş olan inanılmaz derecede kule gibi dikilmiş olan dev ağacın kökleri ormanı bir damar ağı gibi kaplamış, elflere doğal bir yol ağları oluşturmuştu. Evler ve sokak lambaları yerden büyüyen kütük ve sarmaşıklar ile karışıp birleşerek kaldırımlar arasındaki çatlaklar ve tümsekleri dolduruyordu.
Bu mimari tarzı düz orman gibiydi ve tuğla ve taşlardan [Binalar] yapmak için toprağı işlemekten tamamen farklıydı.
Bu sadece büyü ile yapılabilecek gerçek bir [Yaşayan Şehirdi].
Bu doğayla iç içe sokakta özellikle büyük bir konak vardı.
Bu belediye başkanının ikametgahı- Ron Barter.
O sırada geç bir bayan gül goncası işlenmiş kapıdan geçiyordu.
Bukleli ipeksi altın saçları vardı.
Elf mirasını işaret eden bir çift sivri kulağı ve alnında güneş ışınları vurduğunda soluk ışınlar üreten bir yakut vardı.
Kızı almak için çıkan kişi, yeni ihtiyarlamış, benzer kulaklara sahip ve açıkça toplumun daha üst kademelerinden olduğunu gösteren kıyafetler giyiyordu.
“Hoş geldiniz, Bayan Fii, yada bayan Nilvalen mi demeliyim?” Fii olarak bilinen kız resmi bir sesle nazikçe cevap verdi.
“Beni nasıl çağırdığınız umurumda değil, Barter çünkü aile başı görevini devralmadım.”
Adam- Barter onun cevabını duyunca ağzının köşeleri kıvrılarak şeytani bir gülümseme oluştu.
Geriye bir adım attı kollarını açtı ve Fii’yi tamamen bitkilerden yapılmış konağa davet etti.
“Sizin gibi genç bir bayanı şimdiye kadar içeri buyur etmediğim için en içten özürlerimi sunarım.”
“Fufu, iltifat etme yeteneğiniz birazcık bile değişmemiş, anlıyorum.”
“Böyle bir şey söyleyeceğinizi hiç düşünmezdim. Yaşlanmış olabilirim ama güzel çiçekleri takdir etme yeteneğimi kaybetmediğime inanıyorum.. Bahçemle karşılaştırıldığımda çirkin bir ottan farkım olmasa da.”
“Takdir edilen bir bitki hala çiçek açabilir. Oh, bunun zaman alacağını da belirtmeliyim~”
Yan yana yürürken gülümsemeleri biraz bile azalmadı ama yolculuk boyun hiç birbirlerine bakmadılar.
Barter Fii’ye salona kadar yol gösterdi.
Salonun merkezinde çeşitli çiçekler ve bitkilerle süslenmiş bir masa ve iki sandalye vardı.
Fii oturunca Barter de diğer tarafına oturdu.
“Bu ikimiz içinde son derece sıkıcı olmalı bu yüzden doğrudan konuya gelelim.”
Çalıların etrafından dolanmadan direkt ana konuya atladı.
“Bu seferki Senatör seçimleri için- Nilvalen, çekilmeni isteyebilir miyim?”
Barter Fii’ye doğrudan aile ismiyle hitap etti, sanki bir istekte bulunmak yerine emir veriyormuş gibi.
-Fii nasıl çağrıldığını umursamadığını söylemesine rağmen- Elven Gard’daki soylular arasında söylenmemiş bir kural vardı ki, bu da…
Birisine doğrudan aile ismiyle hitap etmek hakaret benzeri bir hareketti.
Bununla birlikte soğukkanlılığını korumaya devam etti ve gülümseyerek devam eti.
“Hepsi bu mu?”
“Elbette değil, ayrıca Nilvalen ailesinin adı altında seçimlere önermenizi rica ediyorum.”
“Oh~ demek öyle.”
“Evet, seçim mevduatı ve teminat parası sizin sorumluluğunuzda. Diğer bir şey de, yakın arkadaşım Sör Castor Lesto, sizin Altın Ejder Kemiği Arpınızı istiyor, eğer ona verirseniz bu seferki seçimlerde beni önerecek.”
“Hmmm…Bu benim aile yadigarım, biliyorsun! Daha önce bunun için bütün bir şehri önerdiler-”
“Bende bunu duymuştum, bu hediyeden oldukça zevk alacağına eminim.”
Ağzının köşeleri bir kez daha bükülmüş ve kurnazca bir gülümseme ortaya çıkmıştı.
Gözleri aşağı sarkmıştı ve görüş alanı doğrudan büyük ve yumuşak göğüslerine sabitlenmişti.
“Tabii ki hemen karar vermen için seni zorlamayacağım bu yüzden neden bu gece burada kalmıyorsun? Güzel ve oturaklı ilişkimizin nasıl ilerlemesi hakkında [Tüm Gece] konuşmaya ne dersin? Hmm?”
“Birinin dış görünüşü ne kadar da değişsin içi hep aynı kalıyor huh?”
Fii kahkahasını durduramayarak yanıtladı.
“Esasen para toprak ve kadın istiyorsun değil mi? Bu çağda dağdaki haydutlar bile daha makul taleplerde bulunuyor.”
“Çünkü onlar sınırlarını bilen küçük sinekler. Benim konumum ve çapımdaki birinin önemli taleplerde bulunmayı hak ettiğini düşünmüyor musun?”
“Tamamen katılmıyorum ama eğer bu şekilde düşünmek istiyorsan bu sana kalmış~?”
Fii yüzündeki gülümsemeyi sürdürmeye devam etti sonra cevap verdi:
“Yani böyle bir isteği kabul edeceğimi mi düşünüyorsun içkili falan mısın?”
“Haha, alkol ile sarhoş olmaktansa çiçeklerin güzelliği ile kendimden geçmeyi tercih ederim. Bu tür taleplerde bulunacağımı bilmeliydin ama yine de buraya geldin, değil mi? Her neyse-”
Barter parmağını şaklattı.
Elemental galeriye erişildiğini hissettiğinde masadaki hala buhar çıkartan çaydanlığın yanında belirdi.
Sanki havada dans ediyor muşçasına bir parça kağıt yavaşça Fii’nin önüne indi.
“…Şu anki kongre başkan yardımcısı olarak köleleri kurtarmaya çalıştınız- Eğer ifşa edilmek korkmuyorsanız, anlaşmayı reddedilirsiniz. Kulağa iyi geliyor mu?”
Barter tarafından sarf edilen tehditleri duyan Fii gülümsemeye devam etti.
Masanın üzerinde kağıt parçası sessizce inceledi.
İçeriği basitti, sadece Fii ve gurubun eylemle olan ilişkisinin bir kaydı ve konuyla ilgili kanıtlar vardı.
Köleler ile ilgili yasa kaldırılırsa Elf toplumu istikrarını sürdüremezdi bu yüzden bu tür eylemler suça benziyordu.
Bu kağıtlar halka açıklanırsa, Fii ve diğerlerinin ihanetten mahkum edilmesi sürpriz olmazdı-
“Madem hakkımızda bu kadar çok bilgi topladın, neden devam edip bizi ifşa etmiyorsun?”
“Ben şahsen özgür iradeye inanıyorum ve sadece bana kişisel fayda sağlayacak şeyler yapıyorum, devam edip küçük numaralarınızı ifşa etsem ne işe yarar ki?”
“Yani bunu beni tehdit etmek için kullanacaksın? Özgürlük en iyisi değil mi?”
“Tehdit? Yine böyle güçlü sözcükler kullanıyorsun…Sadece aptal bir kadına öneride bulunuyorum. Seni düzgün bir şekilde eğiteceğim, peki ya diz çöküp senin affetmem için yalvarmaya ne dersin?”
“Bunu takdir ettim ama hayır teşekkür ederim- Doğrudan konuya gelelim mi?”
“Hah, gerçekten bekleyemiyorsun değil mi? Hmm?-Peki, o zaman. ”
Barter bunları söyledikten sonra parmaklarını tekrar şaklattı.
Havada karmaşık görünümlü bir büyü çemberi ortaya çıktı ve ortasında bir deste kart cisimleşti.
“Bu oyun [Kahin Kartlar]– Bunu açıklamama gerek olmadığını düşünüyorum.”
Kahin Kartlar.
Yirmi iki büyülü kartın savaş amacı ile kullanıldığı Elfler arasında popüler bir oyun.
-Aynı zamanda anlaşmazlıkları çözmek içinde kullanılan tehlikeli bir oyun.
Fii gibi zayıf büyü yeteneği olan biri için dezavantajlı bir düello olurdu.
[On Kural] ile itiraz edilen taraf Fii oyunu seçme hakkına sahipti. Ama sonra-
“Öyleyse, hadi neleri bahse koyacağımızı belirleyelim.”
Fii bakış açısını doğrudan rakibine sabitleyerek dikkatli bir şekilde cevap verdi.
Her ikisi de [Kuralların] mutlak otoritesi altında isteklerine karar veriyorlardı.
“O zaman, tüm kişisel haklarını istiyorum- ve kazanırsam hayatının sonuna kadar bana ait olacaksın, elbette.”
“Çabalarımız ile her şeyi unutmanızı ve kayıtsız şartsız bizi desteklemeni istiyoruz.”
-Bu makul bir talepti.
Barter kazanırsa Fii’nin aile adının her hakkını ve onun bekaretini elde edecekti.
Öte yandan Fii’nin talebi onları tehdit etmek için kullanabileceği tüm kanıtlardan vazgeçmesi ve ayrıca kişisel hizmetkarı olarak alarak intikam almaktı.
“Sorun yok- Ama senin gibi üçüncü sınıf bir haydut kazanacağına çok fazla inanmamalı…. Hayal gücü aşırıya kaçtığında fanteziye dönüşür değil mi?”
“Blöf yapma konusundaki girişimleriniz gerçekten çok eğlenceli, hmm? Nilvalen ailesinin yüz karası gerçekten beni yenebileceğini mi düşüyor?”
Kısa bir alay hareketi ve yüklü bir bakıştan sonra- İki tarafta hemen kurallar üzerine yemin etti.
[[Acciente]]
Söylenen kelimelere karşılık veriyormuş gibi, masaya büyüler atıldı ve oyun başladı.
Barter ve Fii’nin her birine yirmi iki kart verildi.
Kartlar otomatik olarak havada sabit pozisyonda asılı kalarak rakibin kartın yüzünü görmediği bir açıyla kendini karıştırırlar.
Daha sonra yüz yüze savaşmak her iki tarafta eşit miktarda ve türde kart çeker.
-[Kahin Kartları] olarak bilinen oyun budur. Başlangıçta tarot kartları ile oynanan basit bir oyundur.
-Oyunun iki tarafında elf ise hile yapmak neredeyse imkansızdır.
Çünkü her iki tarafta birbirlerinin büyülerini ve Elemental galerini tespit edebildiği için herhangi bir taraf hile yapmak için büyü yapmaya çalışırsa bu boşuna olur, Elfler özellikle bunun gibi sihirle çalışan otomatik oyunları oynamaktan hoşlanırlar.
Bunlar arasında Kahin Kartlar olarak bilinen bu oyun özellikle eğlence değeri ve zafer koşulları için popülerdir.
“İki kartı kapalı koy.”
Fii basit bir cümle kurdu ve anında iki kart havada süzülen desteden kayboldu.
Aynı zamanda, bu iki kart masaya yüzüstü olarak yerleştirildi. Barter güldü ve,
“İki kartı kapalı koy.”
Bu sefer Barter’in kartları masaya yüzüstü koyuldu.
Her ikisi de maçın kaderine karar vermek için bu iki kartı kullanmak istiyordu.
Barter sonra sabırsızca söylendi: “Kartlarımızı ifşa etsek nasıl olur? Güzel~ o zaman-”
İki yarışmacı aynı anda tek bir ağızdan konuştu.
[[“Çek”]]
Söyledikten hemen sonra, iki kartta aynı anda ters döndü.
Anında-Elemantal galeriden çok miktarda enerji çekildiği için çevreleyen hava patlamış gibi görünüyordu.
Barter’in çektiği kartlar [Güç] ve [Savaş Arabasıydı].
Bu kartların kombinasyonu- [Şöhret Güçtür.] olarak biliniyordu.
Fii’nin kartları ise [Aptal] ve [Aşık] idi. [Aşk Deliliktir.]
Her iki tarafında kartları parlamaya başladı ve önlerinde yarı transparan resimler cisimleşme ye başladı.
Barter kılıcını çeken ve saldırıya başlayacak zırhlı bir şövalye çağırmıştı.
Ve Fii’nin kartlarından çağrılan figür mükemmel acı ifadesiyle yarı çıplak bir kızdı.
Kız sanki dans ediyormuş gibi zarifçe hareket etti şövalyenin boynunu tuttu ve kulağına hafifçe birkaç cümle söyledi.
Şövalye başını kaldırdı- sonra kılıcını diğer tarafa çevirdi.
Kızı taşırken arkasına döndü ve kılıcını onu çağırana salladı- Barter’e.
–[Exceed] arasındaki en güçlü yedinci ve sihirde en usta Elfler tarafından yaratılmıştı.
Bu yalnızca büyüyle harmanlayarak yaratılabilecek bir oyundu.
Kartların tetiklediği [Dönüş Mührü] şövalyenin akılsız şiddetini kullandı ve Barter’e doğru yönlendirdi.
Buna karşılık olarak- birkaç kelime mırıldandı avucunu uzattı ve anında bir savunma kalkanı oluşturdu.
Şövalyenin kılıcını engellemek için havada büyülü oluşum ortaya çıktı.
Oda boyunca bir gürültü yankılandı ve parlak bir ışık fırladı.
Tüm avlu boyunca büyük miktarda ruh patladı ve sonra ortadan kayboldu.
Böyle güçlü bir saldırı karşısında Barter etkilenmedi.
“Aslında başında beri saldırılarını yansıtmak için bu kombinasyonu kullanacaktın, yaralanmaktan bile korkuyorsun, hmmm?”
Fii de aynı şekilde duygusuz bir gülümseme ile cevap verdi.
“Öncelikle risklerden kaçınmak makul bir stratejidir, biliyorsun. Ve galibe bu şekilde bir anda karar verilseydi, hayal kırıklığına uğrardım.”
“Hehe, başkalarının size katlanabilmesinin sebebi de tam olarak bu… Bu tür hileleri kullandığınız için oyunun tarzını anlamıyorsunuz bu yüzden sana asil duruşa uygun standartlar hakkında ders vermeme ne dersin, hmm?”
Esasen bu oyun [Kahin Kartlardı] (Büyülü Tarot Kartları).
-Yedinci sıranın oynadığı nihai düello oyunu, Elflerin.
Her katılımcı aynı yirmi iki karta sahipti ve her tur bir kombinasyon oluşturmak için iki kart çekilir.
Kombinasyonlar sadece ham güçten oluşmaz ayrıca farklı ilişkilere sahiptir ve kaybeden taraf kullanılan kombinasyonun kabiliyetine karşılık gelen [Saldırı] gücüne maruz kalır.
Ve bu saldırılar sadece oyuncunun büyüsü ile engellenebilir.
Kullanılan kartlar mezarlığa gönderili ve on birinci turdan sonra- Tüm kartlar kullanıldıktan sonra her iki tarafa da devam etme veya teslim olma seçeneği sunulur. Devam etme seçilirse, iki oyuncuyu da yirmi iki kart verilir ve düelloya tekrar başlar- bir taraf oyuna devam edemeyene kadar ve o zaman kazanan belirlenmiş olur.
Toplamda iki yüz otuz bir kombinasyon var- her birini tahmin edip ona karşı koymak imkansızdır.
Bu nedenle zafer kazanmanın anahtarı [Saldırılardan Kaçınmaktır].
-Ayrıca Elf büyücülerinin standartlarını ölçmek için kullanılan bir testtir.
[Dörtlü Tip] oyuncular en iyi büyücülerdir, Barter bu seviyede olmamasına rağmen oldukça yetenekli [Üçlü Tip] oyuncuydu.
Öte yandan Fii-
“-Bu tür runik büyü ve yeni başlayanların kullandığı ruh destek mücevherini kullandıktan sonra bile anca [İkili Tip] kadar yeteneklisin. Gerçekten böyle bir yetenekle Nilvalen ailesinin yüz karası beni yenebilir mi, hmm?”
-Şüphesiz, bu oyunda zaferi büyü yeteneği belirliyordu.
Birinin aynı anda kullanabileceği büyü miktarı- ayrıca kişinin büyü gücü ve onu kullanma zamanını temsil eder.
Ancak Fii soğukkanlı bir şekilde güldü.
“Evet, elbette öyle düşünüyorum! İlk saldırıyı engelledikten sonra bile ukalalık yapıyorsun. Böyle saldırgan davranmadan önce bana bir vuruş yapsan nasıl olur, hmm?”
Sonra bir anlığına yukarıya baktı.
Ruhlar hareket etmeyi kesmedi ve önceki patlatılmanın artçı şoku yüzünden konağın avlusunda hala uçuşan yapraklar konağın ikinci katından görülebiliyordu.
Fii ikinci katın penceresinden baktı- Siyah saçlı ve Kıyafetli bir kız- [Partnerin] yürürken gölgesi göründü ve ağzının köşesinde hafif bir gülümseme vardı.
Şüphesiz ki bu tür büyülü oyunları oynamak büyüyü tespit edemeyen Immanity için kesinlikle anlamsızdı.
Tek bir vuruş yediklerinde kaybedeceklerdi bu yüzden bir oyun bile sayılmayacaktı.
Ama- iki kişinin görüntüsü aklında belirdi.
Genç bir adam ve gurur ve alçak gönüllülük ifadesi giyinmiş küçük bir kız ama aynı zamanda hüzün belirtileri taşıyordu-
-Neden rakibiyle kafa kafaya çarpışmakta ısrar ediyor?
Ayrıca-
“Oyun daha başlamadan bitti biliyor musun?”