Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 016
Çevirmen: Kylerxy & Editör: Faen_the_1134
Basit Bir Grup
Kaba ses tezgahın arkasından geliyordu. Yüzünde inanılmaz bir bakışla bize doğru baktı.
Adam bu yerde bulunan herkesten daha büyüktü. Boyu iki metreden daha fazlaydı, kalın kollara ve göğüs kaslarına sahipti. Gözleri keskindi ve sağ gözünün yakınında bir tane büyük bir çizik vardı. Kafasında tek bir tel saç yoktu. Eğer giydiği önlük olmasaydı, normalde, görünüşünden onun gerçekten tecrübeli bir savaşçı olduğunu söyleyebilirdin.
Keltoş etrafını sarmalamış korkutucu aura ile birlikte bize doğru yaklaşıyordu. Daha sonra, Lula sırtımdan dışarı çıktı ve kollarını keltoşa doğru attı.
”Uwaaaa!! Baba…!!!” (Lula)
”Oh Lula bu ne? Ne oldu?”
(B-baba??? Bu keltoş mu?… Hiç benzemiyorlar, ama bu Lula için iyi bir şey.)
Lula göz yaşlarını tutarken keltoşa neler olduğunu açıkladı. Ara sıra etraftaki maceracılar da hikayeye eklemeler yapıyordu.
Lütfen düzgün bir şekikde açıkla çünkü keltoş zaman zaman bana dik dik bakıyor. Bu arada, bir yandan diğerlerine dik dik bakarken hala kırmızı saçlı adamın elini tutmaya devam ediyordum.
Açıklamayı bitirmişler gibi görünüyordu. Lula’nın başını okşadıktan sonra, arkasında Lula’yı saklayarak keltoş bize doğru geldi.
”Siz yemeğimle alay eden ve kızımla tartışan Siyah Alev, siz misiniz?”
”Ne olmuş yani? Yemeklerinin tadı kötü.”
”Ben öyle düşünmüyorum.” (Wazu)
Bu adamlarla aynı şekilde düşünmediğimden hemen reddettim.
“Fuu~… Bu şehre yeni gelmişsiniz gibi gözüküyor.”
”Ne olmuş yani?”
”Ben Regan, bu şehrin maceracılar loncası başkanı.” (Regan)
(Haah!?!?! Az önce, bu keltoş ne söyledi? Lonca…..Başkanı……Bu keltoş…..?)
Siyah Alev grubu bu sözleri duyduktan sonra şaşırdı, ve ben……
”Olamaz! Senin gibi birisi… Lula’nın öz babası!! Sadece gerçekleri söyle!! Gerçekte, Lula Keyla-san’ın eski evliliğinden çocuğu değil mi?” (Wazu)
”Senin endişen bu mu? Gerçektan aramızda kan bağı var!! Lula benim sevgili kızım!! Bunu duydun mu?” (Regan)
”Bu bir yalannnnnnnnnn—–!!! ”(Wazu)
Çevredeki maceracılar silahlarını tutarken benim sözlerime uyum içinde baş salladılar. Yere düşüyormuş gibi hissettim.
(Neden?? Böyle yaşlı, keltoş bir adam bile bir eşe ve çocuğa sahip. Ama şu anda benim yanımda ne arkadaşım ne de sevgilim var….bu haksızlık…bu çok saçma…..bu çok fazla!!)
”Tch!!”
Bu durumu sevmiyorum, bu adamlar burayı terketmeye çalışırken dillerini şaklattılar. Ancak, keltoş, demek istediğim lonca başkanı onları görmezden gelmeyecek gibi gözüküyordu.
”Hey, Siyah Ateş!! Davranışlarınız biraz çirkin olduğundan. Yarın, sabah ilk iş olarak lonca ofisindeki odama gelin!!” (Regan)
”Huh? Neden? Biz A-derece maceracılarız, neden bu kadar önemsiz bir şey yüzünden rahatsız edilmeliyiz?”
(A-derece? Ah, bu adamın aklına A-derece olduklarını söylemek geldi…fuuhu…sadece bekleyin, çocuklar!!)
Keltoş, demek istediğim lonca başkanı, bu adamlarla hala tartışırken, içimden gülüyordum.
”Kaçmak, huh? Ne, bu adamlar büyük bir sorun gibi gözükmüyor. Siz gerçekten A- derece misin?Oh anlıyorum, başkalarının başarılarının içerisinde yer alarak A-derece olmayı hak ettiniz ve bu sizin yeteneklerinizden dolayı değil di mi? Eğer insanlar gücünüzün dereceniz kadar olmadığını öğrenirse bu kesinlikle utanç verici olacaktır. Bu yüzden kaçmanız için bir kaç sebep var değil mi?Bu yardımcı olmaz. Bu sefer sizi görmezden geleceğim, bu yüzden gözümün önünden kaybolun!!” (Wazu)
Biraz onları kışkırtacak sözler söyledim. Keltoş, demek istediğim lonca başkanı, gereksiz şeyler söylemişim gibi ters ters bakıyordu. Diğer taraftan, Lula endişeyle bana bakıyordu. Ve Siyah Alev’deki adamlar, yüzleri parlak kırmızaya dönene kadar sinirlenmişti.
(Ne kadar basit bir grup.)
”O piçi getir!! Siyah Alev’in dehşetini vücuduna işleyeceğim.”
Ben ve Siyah Alev’deki adamlar her an hareket etmeye hazır bir şekilde birbirimize ters ters bakıyorduk. Onlar çoktan ellerini kendi silahlarına koymuştu. Ama bu durumu görmezden gelemeyen bir kişi vardı.
”Siz çocuklar, bunu hemen durdurun!!” (Regan)
Keltoş, demek istediğim lonca başkanı, eliyle biraz mesafe açmaya çalışırken ben ve Siyah Alev ile aramızda duruyordu.
”Hey, lonca başkanı. Çok fazla şey söyledikten sonra öyle geçip gitmesine izin vermeyeceğiz!”
”Biliyorum!” (Regan)
Keltoş, demek istediğim lonca başkanı, sanki bir böcek çiğniyormuş gibi bir yüz ortaya koydu. İçimden gülüyordum çünkü başarılı bir şekilde Siyah Alev adamlarını kızdırmıştım.
”Eğer oradaki çocuk istekliyse, öyleyse… sahte dövüş için lonca antreman sahasını kullanmanıza izin vereceğim. Ama unutma öldürmek yasak. Buna ne dersiniz?” (Regan)
”Sorun değil. Yarın bir araştırma raporumuz olduğundan yarından sonraki öğleden sonraya ne dersiniz?”
”Peki, ben umursamıyorum.”(Wazu)
”Bizimle kavga etmeyi seçtiğine pişman olmanı sağlayacağım!”
Siyah Alev adamları kabulümü onayladılar ve dışarı çıktılar.
(İyi, her şey yolunda gidiyor…)
Sırtlarını izlerken sırıttım.