Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 033
Çevirmen: Kylerxy & Editör: Faen_the_1134
Zehir Lezzetlidir
Regan’a ve diğerlerine bir şekilde bununla başa çıkabileceğimi ve zehirli bataklık bölgesine geri döneceğimi söyledim. Nasıl olduğunu sormasına rağmen, ona kullanacağım metodu söyleyemeyeceğimden rastgele bir bahane verdim. Eğer ormanı yakmaktan kaçabileceklerse bunu derinlemesine düşünmemişti.
Başarısız olma durumuma karşı bariyeri kurmasını söyledim. Belki, iyi gideceğini düşündüm. Zehirli bataklığa ulaştığımda bariyerin yayılışını görebiliyordum. Ormanı kaplayan yarım küre şeklinde bir bariyerdi, dikkatimi zehirli bataklığa çevirdim.
Bunu sevmiyorum! İkinci düşüncemde, burada durmam gerektiğini düşündüm. Ama daha sonra orman…Yosh, zihnimi hazırladım. Yüzümü zehirli bataklığa verdim.
. . . . . *gulp-gulp*. . . . . puhaa!!
Lezzetli!! Bu nalet olası şey de ne? Bu zengin his, yüzde yüz turunçgil meyve suyu tadı. Kötü bir tadı yok, boğazımdan rahatça aşağı iniyor. Evet,yapabilirim. Vücudumda herhangi bir anormallik yok… Acaba hepsini içebilir miyim…? Çok çalışacağım….
Bu düşündüğüm yöntemdi. Bunu yapabilecek tek kişi bendim. Aşırı yamyamlık yeteneğini tüm zehirli bataklığı içmek için kullandım. Sadece yeneteniğimi test etmek istiyordum ama zehirli bataklığın tadı gerçekten lezzetliydi. Ne kadar olursa olsun içebilirim gibi hissettim.
Gulp… Sınırlarıma varmak üzereydim….ama devam edebilirim….ancak anormal durumları geçersiz kılma yeteneğinden dolayı bu benim üzerimde işe yaramıyor bu yüzden bu metoda başvurdum. Bu şekilde çevreye hiçbir zamar vermeyecekti.
Gulp . . . . Gulp . . . . Gulp . . . . Gulp . . . .
Gulp . . . . Hâlâ yapabilirim!! Gulp . . . .
Gulp . . . . Hoohoo . . . . sessiz. . . . Gulp . . . .
Gulp . . . . Ha Ha Ha Ha . . . . Daha bitirmedim. . . .
Gulp . . . . Lezzetten yoruldum . . . . Gulp . . . .
. . . . . . . . . .
. . . . . . . . . .
Gulp . . . . !!
(Ç.N. Beyler Tata’nın sahneye giriş fotoğrafı da varmış onu görmemişim bu bölüm sonuna koyacağım Tata-san’a iyi bakın 🙂 )
Ha Ha Ha yaptım… Sonunda son damlasına kadar içtim. Artık bataklık gözükmüyor ve pis hava zayıflıyor. Şişen midemi ovalarken, bir başarı ve tatminlik duygusu hissedebiliyordum. Sadece Regan ve diğerlerine söylemem gerekiyor *ugh*….Şu anda her şey yolunda olmalı, artık ormanı yakmak gerekli değil.
Rahatlamış hissederken, aniden yerden bir ışık ortaya çıktı. Parçacıklar kaybolmadan önce etrafımı sardı. Her ne kadar defansif bir duruş sergilesemde, hissedilecek kötü bir niyet yoktu. Sanki vücudumda eriyormuş gibi sıcak ışık ortadan kayboldu.
Bir süre o pozisyonda kaldım, zehirli bataklığı içtikten sonra şişen karnım garip bir şekilde normak durumuna geri döndü.
”Oh! Ferahlatıcı hissettiriyor.” (Wazu)
Havada süzülürken hızlıca hareket eden ve benim içimde kaybolan ışık parçalarının ne olduğunu merak ediyorum…
Bundan sonra, Regan’ın yanına sorun olmadan geri döndüm. Zehir zayıfladığından, bazı maceracılar ile birlikte yeri kontrol etmeye gidecekti. Yönlendirdikten sonra işleri onlara emanet ettim. Ormanı yakmaya gerek kalmadan bittiğine sevindim.
Regan’da dahil, herkes bana hararetli hava ile nasıl başa çıktığımı sordu. Bunun önemsiz olduğunu ve sadece bunu yapabilecek kişinin ben olduğumdan anlatsam bile anlayamayacaklarını söyledim. Demek istediğim, zehirli bataklığı içtim. Bu lanet olası şeyi nasıl söyleyebilirim!
*****
Bir kaç ay sonra, ot toplamak için giden bir çaylak zehirli bataklığın olduğu yerde kaplıcanın ortaya çıktığını keşfetti. İlk başta Keltoş onlara öncülük edene kadar hiçkimse yaklaşmaya cesaret edemedi. O zamandan beri bu yer Rinukku vatandaşları tarafından sık sık kullanılıyordu. İsmi bu yeri kurtaran kişinin adı ödünç alınarak ”Wazu Kaplıcaları” olarak adlandırıldı. Wazu tekrar şehri ziyaret ettiğinde, çok utanç verici olduğu için adının değiştirilmesini istedi ama şehir asla bunu değiştirmedi.
*****
Temizlik sürecini maceracılara bırakan ben, Regan ve Emma-san loncaya geri döndük. Emma-san resepsiyonist masasına geri dönerken ben ve Ragan lonca başkanı’nın odasında bedenlerimizi rahatlatıyorduk.
”Ama bu…son zamanlarda, bir çok olay birbiri ardına meydana geldi. Dağdaki ejderha, şehire Majin gelmesi ve son olarakta ormanda zehirli bir bataklık ortaya çıktı… Bu dünyada neler olduğunu merak ediyorum….” (Regan)
Ejderha olayı sadece evli bir çift arasındaki kavga olsada, bunu söylememek için kendimi tuttum. Kırmızı topu daha önceden hatırlıyorum. Düşününce,Elf köyünde onun gibi aynı gözüken bir tane top görmüştüm…onu yutan bir adam canavara dönüşmüştü…hatırladım da, sanırım, bu canavar ve Majin benzer gözüküyor…
…Hmm? Bekle bir saniye. Siyah Alev adamları bu yüzden Majin’e dönüşmüş olabilir mi…? Regan daha önce şehir etrafında hiç Büyü Rezarvuarı olmadığını söylemişti. Ayrıca bataklıkta gördüğüm canavar-benzeri şey….onu yendikten sonra kırmızı top benzeri bir şey çıkmıştı… Tüm bunları nedeni kırmızı top mu? Eğer doğruysa, bu siktiğim şeyi ne? Bu konu hakkında düşündükçe karmaşıklaşıyor. Şüphelerim hakkındakileri Regan’a söyleyip söylemem gerektiğini merak ediyorum. Eğer gerçekler farklı olursa bu utanç verici olurdu. Eğer kırmızı top kaybolmadan önce kontrol edebilseydim…*iç çekme*…..
(Ç.N. Küfür yazmıcaktım ama zorluyorlar beni.)
Yeterince dinlendikten sonra kanepeden kalktım. İyi ve konforlu bir dinlenme olmuştu.
”O zaman, hana geri döneceğim.” (Wazu)
”Ou! Bir kez daha, iyi iş için teşekkürler!! Bu konu acil bir istek olduğundan ödülleri hazırlayamadım bu yüzden almak için daha sonra gel.” (Regan)
”Anladım. Beni mazur görün.” (Wazu)
Loncadan hana doğru yürüdüm ama Meru ile birlikte, Lula’dan ”Hanın Yolu” hakkında bir devamlı derse katılmak zorunda kalmıştım. Yoruldum, lütfen dinlenmeme izin ver.
Ç.N. Beyler kusuruma bakmayın arada bu resmi unutmuşum. Normalde ingilizce çevirmen resimleri koyuyordu onu takip ediyordum bugün bataklığı görünce sanki bunun resmi vardı diyerek kontrol edince bunu atladığımızı gördüm bundan sonra olmaz büyük ihtimal bu Tata-san’ın ilk ortaya çıkışı..