Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 070
Çeviren: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
TAKİP EDEN KİŞİ
Meru’nun uçarak gittiği yöne doğru koşmaya başladıktan bir kaç dakika sonra, beni takip eden bir kişinin varlığını hissediyordum. Çok hızlı koşmama rağmen arkamdaki varlığı bir türlü atlatamamıştım. Bu beni biraz rahatsız etti bu yüzden durdum ve arkama baktım, orada…
”Oh? Neden durdun? Meru-sama’yı bulmak için acele etmemiz gerekiyor”(Freud)
”…Burada ne yapıyorsun?”(Wazu)
Bu her zamanki gibi şüpheli gülümsemesi ile Naminissa’nın kişisel uşağıydı. Ona baktığımda bile hala havalı yüzünü korumaya devam ediyordu.(arkadaş bu adam sürekli isim değiştiriyor Floyd Freud olmuş)
”Burada olmamım nedeni çok basit. Naminissa-sama’nın emri altında Wazu-sama’ya eşlik etmek için buradayım”(Freud)
”…Eşlik etmek? Yardımınızı istemedim”(Wazu)
”Meru-sama’nın götürüldüğü yer hakkında herhangi bir fikriniz var mı?”(Freud)
”Hayır. Sana güveniyorum o zaman!”(Wazu)
Bu sefer yardımını itaatkâr bir şekilde kabul ettim. Amacımı hiçe sayamazdım. Şuanda benim için en önemli şey kafamın üzerindeki Meru’yu kurtarmaktı.
”O zaman, Meru nereye götürüldü? Kuzeydeki kaplıca köyü, değil mi?”
”Evet, şüphesiz öyle görünüyor ve seyyar satıcının bahsettiği, insanlığından vazgeçen Wazu-sama ile savaşmasını istediği kız olarak aklıma sadece tek bir kişi geliyor. Muhtemelen o ”Kuzeyin Kahramanı Haosui”Çünkü kuzeydeki kaplıca köyü Haosui-sama’nın yaşadığı yer”(Freud)
”Oi, insanlığından vazgeçmiş olarak çağırdığın kişi kim?(Wazu)
Ne kadar kaba! Ben hala insanın… Şimdilik! Sana lonca kartımı göstermemi ister misin? Göstermiyorum çünkü yetenek sütunumda çok fazla problemli kişi var.
”Ve kuzeyin Kahramanı Haosui miydi? Bir kahraman olmasına rağmen, gerçekten bu tarz bir seyyar satıcının arkadaşı mı?”(Wazu)
”Bunu nasıl anlatmalıyım, Housui-sama iyi ve kötüyle ilgilenmiyor. Ama güçlü birisi başka bir güçlü birisini aramaya meyillidir. Bu durumun bununla alakalı olup olmadığını merak ediyorum”(Freud)
”… İç çekme”(Wazu)
”Şey, bunu onunla kişisel olarak tanıştığımızda öğreneceğiz”(Freud)
Freud zarifçe değildi. Bu harika bir uşak hareketidir ama bir nedenden her bunu yaptığında gizli bir çıkar varmış gibi hissediyorum.
”Peki, buradan kaplıca kasabasına nasıl gidebilirim?”(Wazu)
”Bakalım… Önceki hızınızda ilerlerseniz, nehrin karşısında bir köy var, ilk olarak geceyi orada geçirelim. Oradan sonrası için bir kaç seçenek olduğundan, bir handa detayları konuşalım”(Freud)
”Anladım o zaman gidelim”(Wazu)
Freud’un önerisini harfiyen takip ettim. Daha önceki gibi aynı hızda koştum. Yavaş yavaş hızımı attırdım çünkü aniden ne kadar hızlı koşabileceğini bilmek istemiştim. Freud kısa bir süre sonra tek bir ter bile dökmeden beni yakaladı. Huh? Benim kadar hızlı olabilir mi?
”Hızlanmama rağmen bile kolayca beni yakalayabiliyorsun huh?”(Wazu)
”Çünkü ben bir uşağım”(Freud)
İkinci kez düşününce oldukça şüpheli birisi…
Nehrin karşısındaki yere korkunç bir hızda ulaştım… Çok hızlı koşuyordum bu yüzden nehrin üstünden koştum. Tabi ki de Freud da aynısını yaptı… Bu hızda köye doğru ilerledik.
Yol kenarında çökmüş omzundan kanaması olan bir kişi vardı. Görüş alanımıza girdiği zaman, hızımızı düşürdük ve yardım için yöneldik.
”İyi misin?”(Wazu)
Çökmüş olan kişiye yaklaştığımızda onun yaşlı bir adam olduğunu öğrendik. Seslendim ama hiçbir yanıt gelmemişti ve ayrıca bilincini yok gibi görünüyordu. Freud yaşlı adamın durumunu kontrol ediyordu.
”… Hala yaşıyor”(Freud)
Freud, yaralarını düzgün bir şekilde tedavi edebilmek için bir yerlerden bandaj aldı. Yaşlı adamı yakındaki gölgeli bir alana getirdim ve dinlenmeye bıraktım.
”Belki de önümüzdeki köydendir? Eğer öyleyse, orada bir şeyler olmuş olmalı”(Wazu)
”Şey… Bu kişinin ne zaman uyanacağını bilmiyoruz”(Freud)
Şuanda içimde karışık iki duygu vardı. Tabi ki mümkün olan en kısa zamanda Meru’yu kurtarmak istiyordum ama aynı zamanda önümdeki adamı terk edemezdim. Gittikçe aceleci oluyordum çünkü ikisinden birisi baskın taraf olamıyordu. Sakinleşmek için derin bir nefes aldım. Daha sonra durumumu fark eden Freud bana seslendi.
”Endişelenme. Amacı sizin kaplıca kasabasına gitmenizi sağlamak, Meru-sama’ya zarar vermek değil”(Freud)
”Biliyorum…”(Wazu)
Buna rağmen, seyyar satıcının söylediği tüm sözlerin doğru olduğunun bir garantisi yok… Ama bu gerilimimi biraz da olsa azalttı… Şuan da ümitsiz hissediyorum… fwuh… Meru’ya inanalım… Her zamanki Meru ile buluşmak için… Olumlu düşünelim…
”Ugh,bu yer…”
Freud yaşlı adam uyandığında durumu hakkındakileri sordu. Önümüzdeki köyün bir sakiniydi. Neden yaralandığı ve çöktüğüne gelince, bir süre önce köye haydutlar saldırmış gibi görünüyordu. Sayıları çok az olduğundan haydutları kovmayı başarmışlardı.
Görünüşe göre korkmuş ineklerini arıyormuş ve buralara kadar gelmiş. İlk olarak yaralarını tedavi etmeden ineklerini aramaya çıktığından bu süreç içerisinde bilincini kaybetmişti.
Haydutların tekrar köye saldırma ihtimali olduğundan sessizce Freud’a danıştım.
Buff-san ile birlikte köye yönelmeye karar verirken Frued’ de kaçan inekleri geri getirmek için onları aramaya gidecekti.
Freud kaçan inekleri aramak için yakındaki ormana girdi. Ben ise Buff-san’ı sırtımda taşıyarak köye doğru yöneldim.