Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 071
Buff-san’ın hikâyesine göre, Nidi köyü süt ürünleriyle iyi tanınan bir tarım ve otlak köyüydü. Her şeyden önce, inekler köydeki herkes tarafından sevilir ve dikkatlice yetiştirilirdi. Kaçan ineklerini bulamadığından dolayı çok fazla incinmiş gibi görünüyordu. Demek istediğim, sırtımdan ‘’İneklerin Yolu’’ hakkında bana vaaz verdi.
Köydeki inekler sevimli, lezzetli sütler üretiyorlar, vb. İneklere olan sevgisi aşırı fazlaydı. Dikkat vermek istemiyordum ama kulaklarımın arkasından konuşuyordu. Bunu ona söyleyemesem ’de şuanda gerçekten kaçmak istiyorum. ’Hanın Yolu’’ ya da ‘’İneklerin Yolu’’ lütfen beni bunlardan kurtarın.
Vaazlarını ‘’Anlıyorum’’ ya da ‘’Evet’’ şeklinde cevapladım ama daha sonra ‘’Bu tarz cevaplar ineklerin yolunu takip eden birisi için son derece kaba’’ şeklinde azarlandım. Ne zaman bu yola girdiğimi hatırlamıyorum.
Daha sonra Buff-san’ın rehberliğinde Nidi köyüne ulaştık ama etrafta hiç insan figürü yoktu. Buff-san da bu garip durumu fark etmişti, daha sonra köyün içinde herhangi bir yerden çığlık yükseldi.
Aceleyle çığlığı duyduğumuz yere doğru yöneldik. Tüm yaşlardan kadın ve erkek köyün açık bir alanında gürültü yapıyor gibi görünüyordu. Hiç kimse bizim geldiğimizi fark etmemiş gibiydi çünkü yüzleri karşı tarafa dönüktü. Buff-san’ı omuzlarken en yakınımdaki genç adamla konuştum.
‘’Pardon, neler oluyor? Hepiniz bu yerde ne yapıyorsunuz?’’(Wazu)
‘’Oh, aslında… Eh sen kimsin? Bekle, Yaşlı adam Buff! Ne oldu? İneklerini aramıyor muydun?’’
Ne haraketli bir kişi…
‘’Gürültülü… Görebildiğin gibi iyiyim’’(Buff)
Hala benim tarafımdan taşınırken, Buff-san fısıldarken kolunu salladı. Lütfen dur bu tehlikeli.
‘’Öyleyse Morph, bu yaygaranın nedeni ne?’’(Buff)
Buff-san’ın Morph diye çağırdığı adam Buff-san’ın sorusunu duyduktan sonra gergin bir yüz ifadesi gösterdi. Daha sonra bize yaklaştı ve fısıldayarak konuştu.
Bekle ne kadar daha Buff-san’ı taşımalıyım…?
‘’Aslında… Haydutlar tekrar geldi… Bu sefer çok sayıda insanla saldırdılar ve Fluff’u bir süre önce rehin aldılar… Bu adamlar eğer Fluff’un hayatını tehlikeye atmak istemiyorsak en değerli eşyalarımızı ve paralarımızı vermemizi söylediler.’’(Morph)
‘’Sen ne söyledin!’’(Buff)
Hoi sakinleş! Bu gidişle düşeceksin!
‘’Umm, köylüler şuanda para mı topluyor?’’(Wazu)
‘’Hayır, paramız yok, hepsini sevgili ineklerimiz için kullanıyoruz… Daha önemlisi sen kimsin?’’(Morph)
‘’Oh, benim adım Wazu. Yolda çökmüş olarak bulduğum Buff-san’ı bu köye getirmek için buraya geldim’’(Wazu)
‘’Anlıyorum. Yaşlı adam Buff ile ilgilendin, onu kurtardığın için çok teşekkür ederim. Böyle bir durumda olmasaydık çok daha iyi olacaktı…’’(Morph)
‘’Kötü bir durumda geldim huh?’’(Wazu)
‘’Evet, Fluff rehin alındığından karşı saldırı yapamadık, bu adamlar ne kadar paramız olmadığını söyle sekte bize inanmadılar’’(Morph)
‘’Fwuh… Şimdilik bu durum hakkında bir şeyler yapım yapamayacağıma bakalım’’(Wazu)
Buff-san’ı aşağı indirdim ve Morph-san ile birlikte kalabalığın önüne doğru ilerledim. Bu arada Fluff hakkında sorular sordum. Görünüşe göre Fluff on iki yaşında bir kızdı ve ayrıca Buff-san’ın tatlı torunuydu. Bu nedenle daha öncesinde bu kadar kızmıştı.
Diğer tarafa doğru bakarken kalabalığın ön tarafından duruyorduk, orada 30 civarı haydut görebiliyorduk.
Merkezde duran kişi lider mi?
Kaba sakallı büyük bir adam paralarını teslim etmeleri için köylülere bağırıyordu. Elindeki bıçağın ucu ağlamak üzere gibi görünen ve yakalanmış kızın boynuna doğru işaret ediyordu. Sanırım Fluff oydu. Çevredeki hırsızlarda kılıçlarını ve hançerlerini karşıdakileri tehdit etmek için savuruyorlardı.
‘’Hadi, paraları getirin!’’
‘’Ayrıca bununla birlikte bize güzel bir kadın da getirin!’’
‘’Bu doğru, birlikte eğlenelim!’’
Dinlemeye dayanamadım. Bu kargaşayı hızlıca sonlandırmak için hızlıca öne doğru bir adım attım ama ben harekete geçmeden önce Buff-san arkamdan ileri doğru koştu.
‘’Piç—torunumu hemen serbest bırak!’’(Buff)
B-bekle! Yaşlı adam çok düşüncesizsin!
‘’Sen de kimsin! Durumu anlayamıyor musun?’’
‘’Büyükbaba!’’(Fluff)
Buff-san haydut bıçağı torunun boynuna doğru yönelttiğinde adımlarını durdurdu. Daha sonra gelen Morph-san ve ben Buff-san’ı korumak için önüne geçtik.
‘’Orada durun! Eğer bir adım daha atarsanız, bu veledin hayatı sona erecek!’’
Dürüst olmak gerekirse hızımla Fluff’u kurtarabilirim. Ancak güvenliğini garanti edemem. Bıçak boynuna temas ettiğinden, biraz hareket etse bile yaralanacak. Ne pahasına olursa olsun bundan kaçınmak istiyorum.
Ne yapacağımın hakkında dalmışken, yerin sallandığını hissettim. Hayır, bu sadece hayal gücüm değildi, yer gerçekten sallanıyordu. Titreme ile birlikte, çok sayıda bir şeyin etrafta koşuşturduğunu duydum.
*dododododododoodododododododododododododododododododododododododododododo dodododododododododoododododoodododododoodododooddoododododododo!*