Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 073
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
NASIL GİDİYORUZ
‘’İnek kahramanı… Harika bir insan yardım etmeye gelmiş gibi görünüyor’’(Freud)
‘’Uhaaah…’’(Wazu)
Aniden arkamdan gelen sesten şaşırdım. Arkama baktığımda Freud’ın her zamanki gülen yüzünü gördüm. Huh? O? Az önce… Arkamda nasıl duruyor olabilir? Demek istediğim, arkamdan yaklaşan varlığını hiç hissedemedim!
‘’Hayır, sendin, değil mi?’’(Wazu)
‘’Mümkün değil, ben bir uşağım. İnekleri bulamadığımdan, ne yapabileceğimi düşündüm ve danışmak için köye geri döndüm, daha sonra, ben ulaştığım zaman İnek Kahramanı köyü kurtardı’’(Freud)
‘’Hayır, senin sesindi’’(Wazu)
‘’…’’(Freud)
Oh, sıkıntılı bir yüz gösteriyor. Bu onda böyle bir ifade gördüğüm ilk zaman.
‘’Anlıyorum, bu dünyada sana benzeyen başka bir insan daha var gibi görünüyor, belki de İnek Kahramanın maskesinin altında benimkine benzeyen bir yüz vardır’’(Freud)
‘’Hee… Başka bir deyişle, sen değil miydin-?’’(Wazu)
‘’Ben bir uşak olduğumdan’’(Freud)
‘’Evet… Bu kesinlikle uşak kıyafetleri’’(Wazu)
‘’Oh…’’(Freud)
Frued sıkıntılı bir yüz gösteriyor. Huh? Kimliğini bu kadar mı çok saklamak istiyorsun? Oh peki… Freud’u bu konuda rahatsız etmek istemiyorum. Daha doğrusu, UMURSAMIYORUM!
‘’Unut gitsin. İnek Kahramanın kimliğini bilmek istemiyorum. Yani, geceyi bu köyde mi geçireceğiz? Bundan sonra ne yapacağız?’’(Wazu)
Freud benim sözlerimi duyduktan sonra her zamanki yüzüne geri döndü daha sonra bir öksürme ile boğazını temizledi.
‘’Bu köyden üç farklı rota kullanarak kaplıca köyüne gidebiliriz. Birincisi şimdiye kadar yaptığımız gibi ana yolu takip ederek en güvenli ve en çok zaman alacak olan yol. İkincisi köy ile kaplıca köyü arasındaki dağdan geçmek. Bu en hızlısı olmasına rağmen yol boyunca bir sürü tehlike var. Bu dağ Merkez dağı kadar kalın olmamasına rağmen, geçeceğimiz çevre yine de tehlikeli. Üçüncüsü ise yakındaki bir liman kentinden bir gemi ile rota boyunca seyahat etmek, oradan kaplıca kasabasının yakınlarındaki bir liman kasabasına doğru gideceğiz. Bu orta hız ve orta riskli’’(Freud)
‘’O zaman üçüncü yolu seçelim’’(Wazu)
‘’Kesinlikle’’(Freud)
Sebep basitti. Çünkü acelemiz vardı bu yüzden yoldan sapmak söz konusu değildi. Dağ boyunca geçme konusunda bir problemim yok ama Freud’u tanımıyorum. Bu yolu seçmedim çünkü yolu bilen tek kişi olan Freud’e bir şey olursa sıkıntılı olabilirdi. Bu yüzden orta hız ve riskte olan deniz yolunu seçtim. Bundan sonra gece Buff-san’ın evinde kalmaya karar verdik.
Köyün merkezinde bir ziyafet verildiğinden biz de buna katıldık. Orada duyduğum bir hikâyeye göre, bu olaydan dolayı ineklere normalden bile daha iyi davranılıyor gibi görünüyordu.
Bu arada, hayatta kalan haydutlar daha önce yaptığım gibi köyün dışındaki bir deliğe gömüldü. Bir kaç gün içerisinde şövalyeler onları almaya gelecek gibi görünüyordu.
Ziyafette verilen yemekler olağanüstüydü. Süt ürünleri uzmanlık alanlarından beklenildiği gibi çok lezzetliydi. Süt, peynir ve tereyağı hazırlanmıştı ve tamamen dolana kadar her şeyden yedim.
Tabi ki, yemeğin ortasında, Buff-san İneklerin Yolu vaazına devam etti. Huh? Bu ne… Bunu düşündüğüm zaman, yediğim yemeklerin tadını hatırlayamıyorum… Bunu unutalım… Ziyafet sırasındaki topik konu tabi ki İnek Kahramanıydı. Herkes ona dua ediyordu, küçük çocuklar gelecekte İnek Kahramanı gibi olmak istiyorum tarzında korkutucu şeyler söylüyorlardı. Kesin şunu yoksa yanımdaki adam gibi şüpheli birisi olacaksınız.
Daha da önemlisi, Freud köylülerin onu övmesini duymaktan utanmıyor mu? Onun durumunu kontrol ettim, her zamanki havalı gülümseme, cesur bir ruhu vardı. Daha doğrusu, İnek Kahraman’ını övmek için köylülerin konuşmalarına katılıyordu. Onun zihinsel gücünü öğrenmek istemiyorum ve biraz tedbirli olması gerektiğini söylemek istiyorum.
Ertesi gün ben ve Freud yolculuğumuza devam ettik. Köylüler birçok süt ürünü verdi ama ben sadece taşıyabileceğim kadarını aldım. Normal hızda hareket ettik çünkü hedefimize ulaşmamızın uzun zaman almayacağını biliyorduk.
Liman kasabasına herhangi bir sorun yaşamadan ulaştık. Gemi limandan ayrılmak üzere olduğundan ecele ediyorduk. Gemiye binmek için bir bilet almak istediğimde, neredeyse tüm varlığımı Meru’nun uzay-zaman büyüsü içerisinde sakladığımı hatırladım.
Biraz para kazanmak için bir canavar yenmeyi düşünmüştüm ama gemi yakında ayrılacaktı bu yüzden Freud’den avans alarak ödedim. Lanet olsun! Bu adamdan borç aldığımı düşününce… Bu aşağılayıcı… Bunu unutalım…
Daha sonra, gemiye bindik ve liman kasabasına doğru yol aldık ancak gemide tekrar bir sorun oluştu.
Nidi köyü aslında dünyanın en iyi süt ürünlerini üreten köy olarak ünlüydü ama bu kazadan sonra köy daha da ünlü hale geldi. ’İnek Kahramanın Hikâyesi’’ adlı bir resim kitabı köylüler tarafından yapılmıştı. İlk başta diğer hayvancılıkla uğraşan köylere, şehirlere yayıldı ve daha sonra ‘’Kötü şeyler olursa, İnek Kahramanı elinde bir sütle çiğnemeye gelecek’’ gizemli sözleriyle büyük bir hareketlenmeye neden olarak kraliyet ailesine kadar ilerledi. Daha sonra hayvan yetiştiriciliği yapmak isteyen dünyanın her yerinden insan bu köyde toplandı. Bu köy, ineklere ve İnek Kahramanına ibadet eden bir hayvancılık kentine dönüştü ama bu gelecekten bir hikâye.