Sono mono. Nochi ni... - Bölüm 081
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan
ÇIPLAK İLETİŞİM
Liman kasabasına ulaştık ve daha önceden kararlaştırıldığı gibi bir gece liman kasabasında kaldıktan sonra kaplıca kasabasındaki hana doğru yöneldik. Hanın masrafları yolculuk boyunca Grave-san’a bakıcılık yaptığımızdan onun tarafından karşılanacaktı.
Çok teşekkür ederim. Hey, Freud sadece kafa sallama, Grave-san’a teşekkür et.
Hepimiz erkek olduğumuzdan, ucuz bir fiyata hepimizin paylaşabileceği bir oda kiraladık. Bir süre kalacak olduğumuzdan şuanda burada yapacağım özel bir şey yok bu yüzden kaplıcalara doğru gittim.
Freud yapmam gereken bir şey var deyip kasabanın içerisinde kaybolurken Grave-san ise dikkatini çeken bir kadın bulduğundan hemen o tarafa yöneldi. Lütfen bu iki yetişkin biraz daha sakinleşin.
Banyo cinsiyete ve zamana göre ayrılmış gibi görünüyordu. İyi zamanlama, geldiğim zaman erkeklerin süresinin başlamasının üzerinden çok zaman geçmemişti, beklemeden rahat bir şekilde girebilmiştim. Banyoya girdiğimde başka hiç misafir yoktu, soyunma odasında kıyafetlerimi değiştirdim ve duş almayı bitirdikten sonra vücudumu sıcak suyun içerisine batırdım.
‘’Fu-i…’’(Wazu)
Vücudumun her köşesinde kalan yorgunluk yavaş yavaş sıcak suyun içerisinde kayboluyor gibi gözüküyordu, bu his gerçekten de çok iyi. Kendi kendime eğlenirken banyoya giren birisinin sesini duydum, girişe baktığım zaman Grave-san olduğunu gördüm. S-derece maceracıdan beklenildiği gibi vücudu oldukça fitti. Onu yolculuk sırasında çaresizce kusan birisi olarak göremiyordum. Daha da önemlisi, lütfen ön tarafını ört.
‘’Yoo-,Wazu evlat!’’(Grave)
‘’Hmm? Grave-san erkencisin. İşine ne oldu?’’(Wazu)
‘’Tatbiki de mükemmel, görkemli sayı 196 oldu!’’(Grave)
Grave-san böyle söyledi. Vücudunu sıcak suya sokmadan önce mırıldanırken bedenini yıkadı. Bu kadar kısa bir sürede bir kadını fethetmek… O bir şekilde erkeklerin düşmanı… Şey, iyi bir yüze sahip… Kişiliği de kötü değil… Konaklama ücretimi ödedi… S-derece maceracı yani güçlü olduğuna şüphe yok… Lanet olsun mükemmel!
‘’Fui- kaplıca banyosu harika… Burada, dünyanın kötü yanlarını unutabilirim…’’(Grave)
‘’Sen bir S-derece maceracısın ve birçok kadına sahipsin, memnun olmadığın bir şeyler mi var?’’(Wazu)
‘’Tabi ki! İnsan açgözlülüğünün bir sınırı yoktur-Yapmak istediğim çeşitli şeyler ve gerçekleşecek olan çeşitli şeyler var… Şey, buna hayat denir’’(Grave)
‘’…’’(Wazu)
Bu adam ne söylüyor?
‘’Anlamadın mı? Eh, Wazu yakın bir gelecekte ne demek istediğimi anlayacaksın… Cevabı bulmak benim de yıllarımı aldı’’(Grave)
‘’Tam olarak anlamıyorum, kulağa bir yetişkin işleri gibi geliyor’’(Wazu)
‘’Hahahaha! Anlıyorum, Anlıyorum! Ben bir yetişkinim o zaman bir yetişkin olarak bir şey sorabilir miyim?’’(Grave)
‘’Hm’ne soracaksın?’’(Wazu)
‘’Bir hata yaparsam kusura bakma ama bunu nasıl açıklamalıyım, kalbinin içini nasıl okuyabilirim? Görünüşe göre hızlı bir hayat yaşıyorsun, sabırsız insan’’
‘’Eh?’’(Wazu)
‘’Hala 196 eşin kocasıyım. İnsanları okuyabilecek gözlere sahibim ve Wazu’dan da böyle bir his hissettim’’(Grave)
Ben sabırsız mıyım? Kafam kesinlikle Meru hakkındaki düşünceler ile dolu. Grave-san kötü birisi değil, eğer işbirliği yapmak isterse güven veren bir müttefik olur. Dürüstçe Meru konusunu söylemedim. Bunun arkasındaki sebep, hedef ve ayrıca o anda tamamen siyah giyinen seyyar satıcı hakkindekiler de söyledim.
‘’Anlıyorum… Bir ejderha çocuğunu kurtarmak için kaplıca kasabasına mı gidiyorsun? Tamam, durumu anladım. O zaman, bunda sana yardım edeceğim!’’(Grave)
‘’Eh? Gerçekten mi?’’(Wazu)
‘’Sorun değil! Başlangıçta kaplıca kasabasına gitmeyi planlıyordum. Ayrıca, biz arkadaş değil miyiz?’’(Grave)
‘’Arkadaş! Doğru! Çok teşekkür ederim!’’(Wazu)
Arkadaş! Birinin bunu bana söylemeyeli çok uzun zaman oldu. Orlando’dan sonra bu benim en yeni arkadaşım. Dürüst olmak gerekirse, çok mutluyum!
‘’Ancak, Meru hakkında ana konunun dışında farklı bir şeylerin olduğunu hissediyorum. Aklına gelen başka bir şey var mı?’’(Grave)
‘’Başka bir şey? hm’m… Böyle bir şey var mı? Özel aklıma bir şey gelmiyor…’’(Wazu)
Ben… hm’m… Hiçbir şey düşünemiyorum.
‘’Eğer aklına bir şey gelmiyorsa belki de Wazu-sama’nın kendisi bu konu hakkında bilinçsizdir bu yüzden düşünemiyorsundur’’(Freud)
‘’Fumu… Durum acaba gerçekten de böyle mi…’’(Grave)
–
–
–
–
–
‘’…’’(Wazu)
‘’…’’(Grave)
‘’…’’(Freud)
*sıçrama*
Freud birden bire buraya geldi bu yüzden bilinçsizce ayağa kalktım.
‘’Sen! Nasıl içeri girdin?’’(Wazu)
‘’Evet? Normal bir şekilde vücudumu yıkadıktan sonra banyoya girdim ama ne oldu ki?’’(Freud)
‘’Hayır, hayır, sadece seni hiç fark etmedim!!’’(Wazu)
‘’Çünkü ben bir uşağım’’(Freud)
‘’…o kelimeyle her şeyin üstünü örtmeye mi çalışıyorsun?’’(Wazu)
‘’Fufufu… Çünkü ben bir uşağım’’(Freud)
‘’Bu doğru, çünkü uşak böyle bir şey’’(Grave)
‘’Grave-san sizinle aynı fikirde değilim!’’(Wazu)
‘’Wazu küçük ayrıntılar hakkında çok endişelisin’’(Grave)
‘’Bu doğru!’’(Freud)
‘’Buradaki ana nokta bu değil————-!’’(Wazu)
Çığlığım ve iki kahkaha kaplıca boyunca yankılandı.