Sono Mono, Nochi Ni… - Bölüm119
Çeviri: Kylerxy Düzenleme: Friolero
Kaçış Yok
Savaş bitmişti. Bizim grup, ılımlı gruptan insanlar, ödün vermeyen gruptan insanlar, hepsi şehre ve kaleye dönmüştü. Gio-san nezaket olarak kale içerisinde bize odalar hazırlamıştı. Deizu bilincini geri kazanmış gibi görünüyordu, kalenin içerisinde tedavi görüyordu.
Ve şu anda tüm üyeler bana verilen odanın içerisinde toplanmıştı. Neden?
Meru, Sarona-san, Yuyuna, Ruruna, Tata-san ve kedi kulaklı arkadaşı, Naminissa, Narellina, Freud, Grave-san ve Haosui bu yerde ben dahil on bir kişi vardı.
Yine de oda bu kadar kişiyi içine alacak kadar büyüktü. Tanrıça yapacak başka işleri olduğunu söyleyerek bir yerlere gitmişti. Orijinal bölgesine geri mi döndü? Lütfen tekrar geri gelme…
Kafamdan itibaren kendimi battaniye ile kapladım ve odanın içinde bana verilen yatağın üzerine oturdum. Meru şu anda üzerimde uyuyordu, bu gidişle yataktan kalkamazdım…
‘’Öyleyse… K-konuşmak… İ-istediğiniz… Ş-şey… N-ne?’’ (Wazu)
Titriyordum ama soğuk hava yüzünden değildi.
‘’Bakalım nereden başlayalım… Sarona-san ve Tata-san ile yanlış anlaşılma çözülmediği sürece konuşma devam etmeyecek. Bundan sonra ana konuyu konuşmak daha iyi olur’’ (Naminissa)
‘’Y-yanlış anlaşılma..? A-ana konu..?’’ (Wazu)
Yanlış anlaşılma… Ne yanlış anlaşılması? Hiçbir fikrim yok.
Naminissa böyle söylediğinde Sarona-san ve Tata-san birbirlerine kafa salladı ve daha sonra bir adım ileri attılar.
Ugh, geri çekilmek istemiştim ama Meru kafamın üzerinde uyuduğundan hareket edemiyordum. Meru’yu oraya koyan Freud’du. Seni kumpasçı!! Freud!!
O an kedi kulaklı kadın arkadan çağrıldı, şu anda üçü önümde dizilmişti.
Ugh… Sadece yüzlerine bakarak o zamanki anılar gün yüzüne çıkmıştı… Hatırlamak istemiyordum ama iznim olmadan o zamanların çaresizlik hissi kafamın içinde toplanıyordu.
Ugh, lütfen daha fazla yaklaşma… Lütfen beni yalnız bırakın… Neden buraya geliyorsunuz… Ama… Onun yüzü böyle miydi? Anılarımın içerisinde, zafer kazanmış ve alaycı bir yüze sahip olduğunu düşünüyordum… Ama şu anda gözlerimin önünde ağlamak üzere gibi görünüyordu.
Konuşma bilincimi kaybetmemek için çaresizce savaşırken devam etti.
‘’İlk olarak, o zamanlar beni kurtardığın için teşekkür ederim’’ (Sarona)
Ugh… Titremeden edemiyorum.
Sarona-san teşekkür ederken başını eğdi… Onun tarafından terk edilmiştim… Ama şu anki davranışları şok geçirmeme neden oluyordu… Sarona-san’dan beklenildiği gibi yardım etmeyi seven birisiydi… Ama tüm bu yolu sadece bana teşekkür etmek için mi gelmişti?
‘’O sırada çok ani bir şey söyledin, bu yüzden söylediğim ilk kelimede hata yaptım… Bu yüzden tekrar seni görmeye geldim. Bu kelimelerin devamını duymanı istiyorum, lütfen!’’ (Sarona)
Eh..? Devam mı..? Eh? Duymamı mı istiyor? Şu anda? Dinlemek zorunda mıyım? Benimle dalga geçiyor olmalısın? Beni tekrar mı reddedeceksin? Böyle bir şeye artık dayanamam… Duymak istemiyorum…
‘’Sıradaki benim. Gel, Nenya…’’ (Tata)
Huh..? Sıradaki? Sarona-san ne oldu? Hayır, onun tekrar beni reddettiğini duymak istemiyorum…
Kedi kulaklı kadın bir adım öne çıktı. Ugh, buradan hareket edemiyorum… Lütfen yanıma yaklaşma…
Kedi kulaklı kadın üzgün bir ifade ile başını eğdi.
‘’Üzgünüm!! Olanları değiştiremeyeceğimi biliyorum ama lütfen beni affet! Kendi kendime karar verdim ve izinsiz konuştum, lütfen Tat-san’dan nefret etme!! Lütfen!! Lütfen!!’’ (Nenya)
Üzgünsün? İznin olmadan? Bağışlamak? Ne hakkında konuşuyorsun..? Tekrar hatırlamak acı verici… Kendimi kaybetmek üzereyim, ama… İzni olmadan dedi, bu şimdi Tata-san’ın doğrudan söyleyeceği anlamına mı geliyor? Huh? Diğer bir deyişle Tata-san da Sarona-san gibi beni reddetmek istiyor? Beni reddetmeyi bu kadar mı çok istiyorsunuz..? Acaba bu dünyada sadece çaresizlik mi var… Yaşamak gerçekten acı verici…
‘’Oldukça ani olduğunu biliyorum, bu yüzden kafan şimdilik karışmış olabilir. Basitçe söylemek gerekirse, Sarona-san itirafına doğru düzgün cevap vermek istiyor, Tata-san da gerçek hislerini söylemek istiyor ve Nenya özür dilemek istiyor. Umarım şimdi neden buraya gelmek istediğimizi anlamışsındır’’ (Naminissa)
Naminissa bana açıkladı… Doğru, düşününce. Başka bir deyişle, Sarona-san ve Tata-san beni doğru düzgün reddetmek istiyor… Yeterince katlandım… İstediğinizi yapın… Herkes izliyor… Bu yüzden gerçek halka açık infaz bu… Artık umursamıyorum…
‘’Hala devam edebiliriz gibi görünüyor. Naminissa-sama şimdi çok önemli bir şey söyleyecek, bu yüzden lütfen bilincinizi kaybetmeden dinlemenizi istiyorum. Lütfen!!’’ (Freud)
‘’Hahaha… Anlıyorum, demek öyleydi. Wazu evladı köşeye sıkıştıramayız’’ (Grave)
Freud bilincimi kontrol etmek için battaniyenin içine baktı. Grave-san bir şeyleri anladı ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. İstediğiniz gibi yapın…!!
‘’Sebep olduğum yarayı göz önüne alarak özür dilememim utanç verici olduğunu biliyorum. Bu yerden kaçmak isteme arzunu da anlayabiliyorum. Ama lütfen… Lütfen sonuna kadar dinle. Söyleyeceklerimin bencil bir istek olduğunu biliyorum, ama lütfen…. Lütfen…’’ (Tata)
Tata-san bir adım öne çıktı ve başını eğdi. Diğer herkes takım olarak onu takip etti ve başlarını eğdi. Benim reddedildiğimi bu kadar çok mu görmek istiyorsunuz? Bunun nesi eğlenceli…
‘’Danna-sama’nın karar vermesi gereken yer burası…’’ (Haosui)
Haosui başparmak vererek söyledi.
İyi… Anladım… Sadece dinlemem gerekiyor değil mi? Tekrar reddedileceğimi biliyorum… Bu sefer büyük bir ret… Umursamıyorum… Sadece dinlemem gerekiyor… Ve bitti… Bunu hızlıca bitirelim…
‘’A… A-anladım…’’ (Wazu)
Bedenim titremeyi bırakmıyordu… Tekrar ağlamak üzereydim…