Sono Mono, Nochi Ni… - Bölüm121
Çeviri: Kylerxy Düzenleme: Friolero
Wazu’nun Hissi ve Karar
Şu anda bana ait olan odanın içerisinde yalnızdım. Kafamdan aşağı kendimi battaniye ile kapattım ve hırıltı çıkarırken yere bağdaş kurdum. Çünkü…
Beni reddedeceklerini düşündüğüm Sarona-san ve Tata-san tüm yanlış anlaşılmaları söylemişlerdi. Ek olarak bu ikisi dışında Naminissa, Narellina ve Haosui de bana itiraf etmişti. Dahası, herkes benimle evlenmek isteğini söylemişti.
Fuu… Hahahaha…!! Bu gerekten de imkansız bir durum. Bu bir rüya değil mi?
Yanağımı çimdikledim…
Acımadı… Yani düşündüğüm gibi her şey rüyaydı.
Tabii ki değil… Haaaa-a…
Sakin bir şekilde kendi hislerimi onaylayalım…
İlk önce Sarona-san. Gümüş saçlı elf, daha önce elf köyünün bakımı altındayken sevdiğim birisiydi. O anki dürtü ile ona itiraf etti ve ‘’Özür dilerim’’ cevabını aldım. Ama bu sözlerin devamı var gibi görünüyor, o zaman beni sevdiğini söyleyecekti.
Tamam, duygularım nasıl..? Şimdi bile, ona karşı hislerim kalbimin derinliklerinde duruyor. Bu yüzden bir kez daha beni reddedeceğini düşünürken incinmekten korkuyor ve istemsizce titriyordum.
O zaman, şimdi nasıl..? O zamanki durumu hatırladığımda bedenim hala biraz titriyor. Ancak önceki kadar değil. Sanırım çoktan Sarona-san’ın gerçek hislerini bildiğimden.
Sırada Tata-san. Mavi saçlı bir onee-san… Belki de ilk görüşte aşktı. Bu his tekrar eden karşılaşmalardan sonra kalbimin içine kazındı. İtiraf ettim ve onunla ilgili her şeyi kabul ettim. Ama ertesi gün,Tata-san’ın kedi kulaklı arkadaşından gerçekleri duyduktan sonra bu his parçalara ayrıldı, şaşkınlık içerisinde o yeri tek başıma terk ettim. Ancak Tata-san bunların hepsinin bir yanlış anlaşılma olduğunu ve beni sevdiğini söyledi…
(Tata-san’ın yanına gitmeli ve o gün doğrudan ondan onaylamalıydım…)
Ama şimdi kişisel olarak ondan duydum, nasıl hissediyorum..? Dürüst olmak gerekirse, henüz onu unutamadım… Bu yüzden onu tekrar gördüğümde bedenim titremeye başladı ve bir anda o yerden kaçmak istedim.
Naminissa ve Narellina, kırmızı yanan saçlarla ikiz kardeşler. Meru o an kaçırıldığından ikisinin hislerini itiraf etmek için hiç şansları olmadı. İkisinin bana aşık olacağını asla düşünmemiştim. Tabii ki onlardan hiç nefret etmemiştim…
Hmm? İkisi de kraliyet ailesinden değil mi? Ben sadece sıradan birisiyim biliyorsunuz değil mi? Sıkıntı yok mu? Çünkü bu sosyal statüler arası bir aşk, nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum…
İkisinin de burada açık bir şekilde itiraf etmesini beklemiyordum… Bu ciddi bir konu… Bunu da ciddi bir şekilde düşünmeliyim…
Sonuncusu Haosui, yeşil saçlı bir ryujin. Kendisini yenen kişinin karısı olacağını söylediği bir koşulla sürekli savaşan bir kız. Kırmızı topu yuttuğunu fark ettiğimde onu kurtarmak istemiştim. Eğer ona karşı savaşı kazanırsam eşim olacağını söylemişti daha sonra bana aşık olduğunu söyledi.
Dürüst olmak gerekirse, bana duyduğu hislerinden dolayı gerçekten mutluyum. Dikkatlice düşününce, o zamanlar Meru ile ilgili bir mesele vardı. Meru ile ilgilendiğinden bir kısmım Haosui’yi kurtarmayı arzuluyordu ve onun iyiliğini ödemek istemiştim. Bu nedenle onun hislerini düzgün bir şekilde kabul etmeliyim…
Ancak… Aynı anda beş kadının bana itiraf etmesi benim için… Ek olarak, gelecekteki planlarını bana söylediler… Harem huh… Bu hiç gerçekçi gelmiyor…
Bu bir rüya değil mi? Hala inanamıyorum… Ama onların yüzleri ölümüne ciddiydi…
Bunlar benim geçmişim, eğer gerçek olsa bile, kesinlikle onlardan birisini seçeceğim. Ama şimdilik Grave-san’ın yanına uğrayalım, bana ikinci bir bakış açısı sunabilir…
Grave-san’ın eşleri mutlu görünüyordu. Herkesi mutlu etmenin bir yolu olduğunu düşünüyorum… Ama yapabilir miyim?
Sözlerine biraz inanalım… İfadelerinin yalan olduğunu düşünmek istemiyorum… Geçmiş deneyimlerinden onlara tamamen inanamasam da… Onlara inanmaya çalışmak istiyorum…
Şimdilik, onların hislerini kabul edelim. Eğer tekrar ihanete uğradıysam öyleyse… Bu sefer dağa geri döneceğim ve hayatımın geri kalanını orada yalnız geçireceğim.
Bundan önce… Gitmem gereken bir yer var… Onunla ilgili her şeyi açığa çıkarmalıyım… İçimde derinlerde mühürlü olan bu duygu… Bugün olanlardan dolayı bunu halletmeliyim.
Ertesi gün, ne düşündüğümü herkese söyledim.
Şimdi odamda sadece Sarona-san, Tata-san, Naminissa, Narellina ve Haosui vardı.
‘’Öyleyse sanırım buna inanacağım. Hayır, bu yanlış. Hepinize inanmak istiyorum. Şu anda bile bedenim biraz titriyor ama bir kaz daha düzgünce yüzleşme istiyorum… Tamam mı?’’ (Wazu)
‘’Şimdilik bu benim için yeterli. Wazu-san’a olan hislerim değişmeden kalacak’’ (Sarona)
‘’Umurumda değil, çünkü şu anda yanlış anlaşılmalar temizlendi’’ (Tata)
‘’Sıkıntı yok. Wazu-sama’yı görmek için geldik’’ (Naminissa)
‘’Wazu-sama’nın duygularımızı hafife almasını istemiyorum’’ (Narellina)
‘’Danna-sama popüler… Bu bir gerçek…’’ (Haosui)
‘’’’’’’’’’Sana asla ihanet etmeyeceğiz!!!!!’’’’’’’’
Herkes gülümseyerek yanıt verdi ve söyledi. Bu yüzden rahatladığımda Sarona-san bana bir şey sordu.
‘’Yani, gitmek zorunda olduğunuz yer neresi?’’ (Sarona)
‘’Oh, bu doğru… Onu görmeyi düşünüyorum. Bunun şu anki durumumuzla ilgisi var… Çünkü her şey oradan başladı…’’ (Wazu)
‘’’’’’’’’’??????’’’’’’’’’’
Naminissa dışındaki dört kişi sözlerimle başlarını eğmişti.
‘’Aria, değil mi?’’ (Naminissa)
Bedenim seğiriyordu ve daha sonra sözlerine yanıt olarak titredi. Böyle olmak güzel bir şey değil. Vücudumun titremesini zorla bastırdım.
‘’Evet… Haosui’nin hislerini duyduğum ilk zaman biraz düşündüm. Dün yanlış anlaşılmalar ortaya çıktığı ve herkesin hislerini duyduğum zaman, her zaman kaçamayacağımı düşündüm. Belki de Aria’nın da benimle konuşmak istediği bir şeyler vardır… Bu yüzden onu görmeyi ve her şeyi çözmeyi düşündüm’’ (Wazu)
‘’’’’’Aria?’’’’’’
‘’Başka bir kadın ismi..?’’ (Haosui)
Onlarla yaşamaya çalıştığımdan sanırım bu konuyu düzgünce açıklamalıyım. Gözlerimi kapadım, içimdeki köpüren hissi batırırken biraz, onlara olan her şeyi anlattım… Orada kal… Bilincim!!
Her nasılsa bilincimi korurken Aria hakkındakileri anlatmayı bitirebildim.
‘’Fumu, hadi mümkün olan en zalim şekilde bu kadını öldürelim’’ (Sarona)
‘’Bu doğru. Wazu-san’a ihanet etmeye nasıl cesaret eder, ama onu öldürmek ufak kalır’’ (Tata)
‘’Arkadaşı olarak ona üzülüyorum… Acaba onun cenazesine ne tür bir çiçek göndermeliyim’’ (Naminissa)
‘’Kılıcımla kan yağmuru yaratacağım. Hayır, bu iyi değil, onu anında öldüreceğim’’ (Narellina)
‘’Katliam…’’ (Haosui)
KORKUTUCU!
‘’Hayır, burayı dinleyin. Onunla konuşmaya gidiyorum!! Sadece onu öldürmek ve benzeri şeyler hakkında konuşmayın!! Belki de bir yanlış anlamaydı!! Lütfen biraz sakinleşin!!’’ (Wazu)
Hikayemi anlatmayı bitirdikten sonra sinirlenmişlerdi. Bu korkutucu… Bu insanların sözde kocası mıyım? Lütfen sakinleşin…
‘’Umm, bu sadece benim bencilliğim… Ama herkes hakkında daha fazla şey bilmek ve inanmak istediğim doğru… Bu yüzden acaba herkesin benimle gelmesini isteyebilir miyim. Hepiniz yanımda olursanız cesaretleneceğim… Çünkü onunla yalnız karşılaşırsam kaçabilirim…’’ (Wazu)
‘’Tabii ki, biz her zaman Wazu-san ile birlikte olmaya karar verdik’’ (Sarona)
‘’Biz çoktan Wazu-san’ın hareminin üyeleriyiz’’ (Tata)
‘’Daha ağırbaşlı davranmak sorun değil biliyorsun değil mi?’’ (Naminissa)
‘’Aksine, bizi canavarlar gibi kucaklayabilirsin’’ (Narellina)
‘’Düğün gecesi..?’’ (Haosui)
Haosui ve Narellina’nın bakış açıları çok aceleci…
‘’Bu durumda, Aria ile her şeyi çözdükten sonra harem konusunu konuşalım… O zamana kadar bu duruma alışmaya çalışacağım’’ (Wazu)
Herkes huzursuz görünüyordu, sözlerim yeterli değil mi?
‘’Umm… Sorun değil, çünkü herkesin hislerine ihanet etmeyeceğim. Herkesle birlikte olmaya karar vermeden önce bu konuyu halletmek gerekli…’’ (Wazu)
‘’Bunu umursamıyorum. Sonuçta buraya kadar geldik’’ (Sarona)
‘’Bunun için bekleyeceğim-‘’ (Tata)
‘’Ama bundan önce…’’ (Naminissa)
‘’Bize düzgün kelimelerle söylemeni istiyorum…’’ (Narellina)
‘’Danna-sama bizim hakkımızda ne düşünüyor..?’’ (Haosui)
‘’Bu doğru, ben de duymak istiyorum!’’ (????)
Ugh…
‘’H-h…-he-hep-hepinizi seviyorum…’’ (Wazu)
‘’’’’’’’’’Ben de seni seviyorum!’’’’’’’’’
Eh? Ben fark etmeden önce fazladan bir kişi vardı.
BUGÜNLÜK BU KADAR İYİ OKUMALAR DİLERİM 🙂