Sono Mono, Nochi Ni… - Bölüm122
Çeviri: Kylerxy Düzenleme: Friolero
Tanrıça Bir Kez Daha Döner
Bu yerdeki insan sayısının artması bir illüzyon değildi.
Gözlerimin önünde, Sarona-san, Tata-san, Naminissa, Narellina, Haosui ve… Tanrıça buradaki kimse onu fark etmeden katılmıştı.
‘’Ne zaman geldin!?’’ (Wazu)
‘’Eh? Şimdi?’’ (Tanrıça)
Bu sorgulayıcı ses tonu da ne?
‘’Wazu-sama o kim? Biraz düşününce savaş alanında daha öne onun gibi birisi vardı gibi görünüyor…’’ (Naminissa)
Naminissa bana Tanrıça’yı sordu.
‘’O Danna-sama’nın dudaklarını daha önce çalan kadın…’’ (Haosui)
Gelecekteki harem üyelerim öldürme niyeti saçarken bir anda savaş duruşu aldı. Bu sözler Haosui’nin kendisi tarafından onaylanmıştı.
‘’Fufufu… Bana öldürme niyeti yolluyorlar, bir tanrıçaya… Sonuçlarına hazır mısınız?’’ (Tanrıça)
Tanrıça heyecanlı bir yüzle duruşunu alırken söyledi. Tek ayak üstünde dururken ellerini kaldırdı. Ne yapıyorsun? Tanrıça!?
‘’Tanrıça? Lütfen bir daha ki sefere daha iyi bir yalan söyle’’ (Tata)
Tata-san’ın gözlerinde ışık yoktu. KORKUTUCU!! Bedenim öncekinden farklı bir nedenden dolayı titriyordu.
‘’S-sakin olun!! O gerçek!! O gerçek Tanrıça!!’’ (Wazu)
‘’’’’’’’’’Onu korumak için yalan söylemek zorunda değilsin!’’’’’’’’’’
Lütfen bana inanın-!! Oi, Tanrıça-sama!! Depresif hissetmenin zamanı değil!!
‘’Gerçeği söylüyorum!!’’ (Wazu)
‘’’’’’’’’’Eeh!?’’’’’’’’’’
Neden bana inanmıyorsunuz? Hepiniz savaş sırasında ortaya çıktığında secde ediyordunuz değil mi? Hmm? Böyle söyleyince, Tanrıça’dan şu anda o zamanki aurayı hissedemiyorum. Ona yaklaşırken sordum.
‘’Senden Tanrıça’nın gücünü hissetmiyorum, ne oldu…..?’’ (Wazu)
‘’Evet… Mührü güçlendirmek için gereken güç beklentimin biraz ötesindeydi…’’ (Tanrıça)
Mühür? Ne hakkında konuşuyorsun? Bunu sormak istiyorum ama eğer daha fazla konuşursa başını belaya sokacağım gibi göründüğünden duralım.
‘’Wazu-sama lütfen ondan uzaklaşın!! Onu bu şekilde öldüremem’’ (Narellina)
Lütfen böyle tehlikeli sözler söylemeyi kes!!
‘’L-lütfen sakinleşin… O gerçekten bir tanrıça… Uzun zamandır çeşitli konularda… bana yardım ediyordu… Örneğin…’’ (Wazu)
‘’Hey, neden orada susup kalıyorsun? Çok çalışıyor olmama rağmen!! Bir çok kutsama ile Wazu-san’ı yıkamama rağmen!!’’ (Tanrıça)
‘’Oh tamam!! Bu oldu. Ondan birçok kutsama aldım!! Şu ana kadar yaşamayı başardım, bunların hepsi Tanrıça-sama’nın sayesinde…
Yine de bunu itiraf etmek istemiyorum’’ (Wazu)
fu-fu Tanrıça göğsüme kelimelerini soludu. Herkes gözlerini Tanrıça’ya çevirdi, sanki şu anda ikna olmamış gibi görünüyorlardı.
‘’Yani o gerçek bir Tanrıça huh… O zaman ondan duymak istiyorum, Wazu-sama’nın saçları şu anda olduğu gibi siyah ve beyaz benzeri bir şeye dönüştü, bunun seninle bir ilgisi var mı?’’ (Naminissa)
Ne!? Bu benim için yeni bir haber.
‘’Oh, bu? Bu (Tanrısallık)’ın etkisi’’ (Tanrıça)
‘’…’’ (Wazu)
Ciddi bir şey yokmuş gibi söylüyorsun!! Ya da ben öyle düşündüm. Ama o sonuçta Tanrıça.
‘’Tanrısallık?’’ (Naminissa)
Naminissa karma karışık bir yüz ifadesi gösterdi. Şey, Tanrıça çoktan söylediği ve ayrıca onlardan sır saklamanın kötü hissettireceğinden statülerimi ve yeteneklerimi dürüstçe açıkladım.
Artık zar zor bir insan olarak adlandırılabilirdim, bu yüzden, bu nedenle benden hoşlanmazlarsa elden bir şey gelmez…
‘’Anlıyorum, Wazu-san ölçülemeyecek kadar güçlü’’ (Sarona)
‘’Dayanıklı-‘’ (Tata)
‘’Gücüne ikna oldum’’ (Naminissa)
‘’Bir kere maç yapmak istiyorum’’ (Narellina)
‘’Lütfen beni eğitin…’’ (Haosui)
Eh? Herkes olumlu mu yaklaşıyor?
‘’Bu yüz, gerçeği öğrendikten sonra fikrimizi değiştirebileceğimizi mi sanıyordun?’’ (Sarona)
‘’Bizim hislerimiz asla değişmez’’ (Tata)
‘’Aksine, bunu bize açıkça söylemenden mutlu oluruz’’ (Naminissa)
‘’Lütfen bize inan’’ (Narellina)
‘’Biz Danna-sama’nın gelecekteki eşleriyiz…’’ (Haosui)
‘’Teşekkürler… Beni kabul ettiğiniz için teşekkürler!!’’ (Wazu)
Birbirimizin yüzlerine gülümseyen yüzlerle baktık. Ağlamak istiyorum…
‘’Hey!! Beni unutmayın!!’’ (Tanrıça)
Tanrıça önümde ortaya çıktı ve görüş açımı engelledi. Buradaki atmosfer düzelmesine rağmen…
‘’Tanrıça-sama, daha önce senden şüphelendiğim için özür dilerim’’ (Naminissa)
Naminissa başını eğdi. Herkes onu takip etti ve onlar da başlarını eğdi.
Tanrıça-sama böyle bir manzarayı gördü ve söyledi: ‘’Her şeyi anladığınız sürece, önemli değil’’ ve hiç Tanrıça gibi görünmeyerek guhehehe diye mutlu bir şekilde güldü.
‘’Tanrıça-sama size başka bir şey sorabilir miyim?’’ (Naminissa)
‘’Hmm, nedir?’’ (Tanrıça)
Tanrıça işaret parmağını dudağına koydu ve daha sonra başını eğdi. Oi, başka yerlere kayma!!
‘’Eğer Wazu-sama tamamen tanrısallaştıysa… yaşam süresi ne olacak?’’ (Naminissa)
‘’Hmm? Yaşam süresi? Böyle bir şey yok olacak, Bir Tanrı’nın varlığından bahsediyoruz burada…’’ (Tanrıça)
Ben de öyle düşünmüştüm. Böyle olacak. Eğer mümkünse insan yaşam süresi ile yaşamak isterim… Sanırım bu imkansız… Kendi isteğimle kendi kendime Tanrısallık’ı aktive ettikten sonra… İnsan ırkı’nın yüzdeliği zar zor kalabilmişti… Acaba bu sefer insan olmaktan vaz mı geçsem…
‘’…yok olmak..?’’ (Sarona)
Sarona’nın ifadesi Tanrıça-sama’nın cevabını duyduktan sonra karardı. Huh? Neden?
‘’Hahahaha… Anlıyorum… Anlıyorum…’’ (Tanrıça)
Tanrıça bir şeyleri anlamış gibi görünüyordu. Lütfen bana da açıkla!!
‘’Endişeleriniz anlaşılabilir. Ama Wazu-sama bir Tanrı olduğunda sizi ailesine çevirebilir ve sonsuza kadar onunla birlikte yaşayabilirsiniz’’ (Tanrıça)
‘’’’’’’’’’O zaman bir sorun yok!’’’’’’’’’’
Herkes aynı anda yüzüne bir gülümseme yerleştirdi… Hepiniz bunun için mi endişelendiniz..? Ancak, eğer sonsuza kadar birlikte kalabileceksek… bir tanrı olmak o kadar da kötü değil…
‘’Eğer Wazu-san bir tanrı olursa herhangi bir zaman karşılaşabiliriz ♪♪♪’’ (Tanrıça)
Hmm? Acaba ne… Aniden bir tanrı olmak istemiyorum… Böyle şeyler düşünürken Tanrıça tekrar bana baktı.
‘’Peki, öyleyse burada kalma sürem neredeyse sınırlarına ulaştı, bu yüzden bir kez daha geri döneceğim’’ (Tanrıça)
Yüzündeki hoş gülümseme ile söyledi.
‘’Geri döneceğim, kesinlikle geri döneceği!! Yani lütfen beni bekle!!’’ (Tanrıça)
Tanrıça-sama bir ışığa dönüştü ve sanki emiliyormuş gibi lonca kartımın içerisinde kayboldu.
Eh? Oraya mı geri dönüyorsun..?