Sono Mono, Nochi Ni… - Bölüm123
Çeviri: Kylerxy Düzenleme: Friolero
Kahramanların Hisleri Bir
Naminissa Bakış Açısı
Tanrıça-sama(?) geri döndü.
Her nasılsa, tanrıça olduğunu söylemesine rağmen bile bu isim ile hiç uyumlu değildi. Ama Wazu-sama öyle diyorsa, buna inanalım.
Geri dönüp pan diye ellerimi çarptım ve Wazu-sama’ya doğru ilerledim.
‘’Pekala, konu Wazu-sama’nın gelecekteki hareketleri, şu anda itibaren buradan kaçırılan canavaradamları kurtarmak için güney ülkesine gideceğiz doğru mu?’’ (Naminissa)
‘’Bu benim niyetim, hmm? Bu kötü mü? Onlara yardım etmem gerektiğini düşünmüştüm…’’ (Wazu)
‘’Hayır, dün gece Marao-sama ve babasından durumu öğrendik. Bir sorun yok. Aslında onları kurtarmak için biz de onay veriyoruz’’ (Narellina)
‘’Evet, biz elfler de sık sık hedef alınıyoruz, bu yüzden az çok onların hislerini anlayabiliyorum’’ (Sarona)
‘’Affedilemez’’ (Tata)
‘’Ne kadar utanmaz. Bu onları bir insan olarak düşünmek istememem için yeterli bir neden’’ (Naminissa)
‘’…arkadaşlarımı ağlattı… Öldür…’’ (Haosui)
Herkes ruhla doluydu. Tabi ki ben de. Dürüst olmak gerekirse Wazu-sama ve Haosui’ı düşmanları yaptıkları zaman işleri bitmişti. Çirkin davranışları için yüksek bir bedel ödemek zorundaydılar.
‘’H-herkesin yüzü çok korkutucu biliyorsunuz değil mi?’’ (Wazu)
Oops, iyi değil. Sanki ‘’Seni Seviyorum’’ dermiş gibi Wazu-sama’nın önünde her zaman gülen yüzümüzü göstermek zorundayız… Herkes bunu anladı. Böylece hemen Wazu-sama’nın karşısında gülümsememizi yüzümüze yerleştirdik.
Wazu-sama ara ara hala titrerken battaniye ile örtülüydü. Küçük bir hayvan gibi görünüyordu… Ne kadar tatlı… Gulp…..
İyi değil. İyi değil. Bunun zamanı değil…
‘’O zaman bundan sonra Aria’yı görmeye mi gideceksin?’’ (Naminissa)
‘’P-plan bu… A-ama onun nerede olduğunu bilmiyorum…’’ (Wazu)
Wazu-sama sıkıntılı bir yüzle böyle söyledi. Hmm?
‘’Wazu-sama da o zaman bizim konuşmamızı duymadı mı?’’ (Naminissa)
‘’…o zaman?’’ (Wazu)
‘’Aria ile imparatorluk başkentindeki lonca efendisin odasında şans eseri karşılaştığımız zaman’’ (Naminissa)
‘’…B-ben hiçbir şey hatırlamıyorum.’’
Wazu-sama gözlerini başka tarafa çevirdi. O an masanın altına saklandığını ve bayıldığını hatırladığından utanmış hissediyor gibi görünüyordu. Utanmana gerek yok. Bu olay olduğundan daha önceleri Wazu-sama’nın Aria’yı görmeye gideceği fikrine kapılmıştım.
‘’Bu doğru, Wazu-sama o zamanlar orada değildi. Ama sorun yok, o bir arkadaşım olduğundan o zaman ne söylediğini düzgün bir şekilde hatırlıyorum. Aria şu anda Wazu-sama’nın memleketinde, güney kıtasındaki krallıkta’’ (Naminissa)
‘’Ö-öyle mi…’’ (Wazu)
‘’Bu nedenle, ilk önce kaçırılan çocuklara yardım etmek için güney ülkesine yönelmeliyiz, sonra oradan güney krallığına gidebiliriz’’ (Naminissa)
‘’Anlıyorum… Öyle yapalım’’ (Wazu)
Sarona elini kaldırdı ve seslendi.
‘’Planı anlıyorum ama bir şey sorabilir miyim?’’ (Sarona)
‘’Ne oldu?’’ (Naminissa)
‘’Bir süredir bunu düşünüyordum. Wazu-sama Naminissa, Narellina ve Haosui’a saygı eki olmadan sesleniyor ama neden benim ve Tata’nın sonuna ‘’-san’’ ekliyor?’’ (Sarona)
Oh, bu beni de rahatsız ediyor. Tata da onayladığını göstermek için başını salladı.
‘’Bakalım…’’ (Wazu)
Wazu-sama sıkıntılı bir yüzle cevabını verdi.
‘’Belli bir nedeni yok… Sanırım…’’ (Wazu)
Onun hislerini anlıyorum. Haosui net bir şekilde daha gençken ben ve kız kardeşim Wazu-sama ile aynı yaştayız ve biz ayrıca ona saygı ekini kullanmamasını söyledik. Ancak Sarona ve Tata daha büyük görünüyorlar. Hayır, bunun yaşla bir alakası yok.
‘’Eğer mümkünse, bize de saygı eki kullanmadan seslenmeni istiyoruz. Yoksa bu imkansız mı?’’ (Sarona)
‘’Lütfen-‘’ (Tata)
Tata ve Sorana Wazu-sama’ya doğru başlarını eğdiler.
‘’Umm… A-anladım… Peki… Sarona ve Tata… Bu yeterli mi?’’ (Wazu)
Wazu-sama biraz titrerken cevap verdi. Sarona ve Tata bu cevaba mutlu bir şekilde gülümsediler. Fufu- Siz ikiniz için çok mutluyum!
‘’Pekala, şimdi ayrılalım mı? Bizim hakkımızda düşündüğü için çok fazla uyumamış gibi göründüğünden Wazu-sama’ya dinlenmesi için biraz zaman verelim.’’ (Naminissa)
‘’Bu doğru’’ (Narellina)
Büyük kız kardeşim önerimi onayladığında bütün üyeler birbirine baş salladı ve daha sonra odadan ayrıldık. Tabii ki, herkes odadan çıkmadan önce veda sözlerini söyledi.
‘’Wazu-san lütfen iyice dinlenin. Seni seviyorum’’ (Sarona)
‘’İyi geceler Wazu-san. Seni seviyorum!’’ (Tata)
‘’Wazu-sama iyi rüyalar. Seni seviyorum!’’ (Naminissa)
‘’Düzgünce uyu tamam mı? Seni seviyorum!’’ (Narellina)
‘’Danna-sama… İyi geceler. Seni seviyorum!’’ (Haosui)
Herkes sırasıyla Wazu-sama’ya ‘’Seni seviyorum’’ dedikten sonra odadan çıktı.
Şimdi hepimiz benim odamda toplandık. Odanın merkezinde yer alan iki kanepede oturuyorduk, kendimizi rahatlatmak için bir bardak çay almıştık.
‘’Fwuh… Şimdilik, bir adım attık diyebilir miyiz?’’ (Naminissa)
‘’Katılıyorum. Onu hala etrafımızda titrerken görmek biraz üzücü olsa da bundan sonra işlerin daha da iyi ilerleyeceğine eminim’’ (Sarona)
‘’Evet, harem planımızı başarıya ulaştırmak için elimizden geleni yapalım’’ (Tata)
‘’Bu doğru, şimdilik onun yanında kalabileceğimiz için sevinelim’’ (Narellina)
‘’Endişelenme… Danna-sama kesinlikle bizim hislerimizi anlayacaktır…’’ (Haosui)
Birbirimize kafa salladık.
‘’Wazu-sama’nın eşi olabilmek için elimizden geleni yapalım’’ (Sarona)
‘’Bu doğru, birbirimize yardım edelim’’ (Tata)
‘’Wazu-sama’nın harika eşleri olalım’’ (Naminissa)
‘’Onun için engel olmak istemiyoruz’’ (Narellina)
‘’…Birbirimizi eğitelim’’ (Haosui)
Herkes kafasında bir hedefle ilerliyordu.
‘’’’’’’’’’Hepimiz birlikte daha sonra bir düğün gecesi yapalım!!’’’’’’’’’’
Fufu- şu andan sonra o günü dört gözle bekliyorum.