Sono Mono, Nochi Ni… - Bölüm128
Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: Friolero
Ailelerin Anlamadığı Çocukların Hisleri
Meru, Sarona, Tata, Naminissa, Narellina, Haosui, Grave-san ve Deizu ile birlikte güney ülkesine gidiyorduk, toplamda dokuz insan be bir ejderha vardı.
Kral Gio bizim için bir atlı araba hazırlamayı önermişti. Bir mesajcı olarak gitmiyordum bu yüzden daha az dikkat çekecek sıradan gezginler olarak gideceğimizden önerisini reddettim.
İlk önce nasıl yürüyerek gideceğimizi düşünmüştüm. Sarona’nın iyi bir dayanıklılığa sahi olduğunu ve Naminissa ve Narellina eski prenseslerken Mabonda krallığındaki savaştan iyi eğitildiklerini biliyordum. Haosui’nin durumunda da önemli bir sorun yoktu ve şimdiye kadar Grave-san ve Freud ile seyahat ettiğimden onlarında bir sıkıntısı olduğunu görmemiştim.
Deizu eskisinden zayıf olmasına rağmen önemli bir sıkıntı yok gibi görünüyordu. Tata hakkında endişeleniyordum ama seyahati sırasında bir derece antrenman yapmış gibi görünüyordu, kendisi kişisel olarak bir sorunu olmadığını söyledi. Şey, eğer yorulursa onu sırtımda taşıyacağımı söyleyedim.
‘’’’’’’’’’Ben de! Ben de!!’’’’’’’’’’
Kadın kampı ellerini kaldırdı ve böyle söyledi. Siz kızlar yeteri kadar güçlüsünüz! Neyse, önemli deği, acele etmemiz daha iyi. Güney ülkesine doğru yolculuğumuza makul bir hızda başladık.
‘’Dur!!’’
Aniden bizim ilerlememizi bir adam engelledi. Önünde tamamen durana kadar hızımı yavaşlattım. Herkesin arkamda olduğunu onayladım ve daha sona arkamdaki adamla yüzleşmek için döndüm.
Benden büyük gibiydi ama yine de benden genç gösteriyordu. Mavi gökyüzü gibi mavi saçları ile korkusuzca bakarken hareketlerini kolaylaştırmak için hafif kıyafetler giymişti. Adam uzun kılıcını bize doğru işaret ediyordu.
‘’Haydut….?’’(Wazu)
‘’Bu doğru. Hepimiz hala yaşamak istiyorsanız tüm paranızı burada bırakın!!’’(Haydut)
Bu herzamanki konuşmalar. Oh, bir ya da iki haydutun olmasında bir sorun yok. Her zamanki gibi onları kolayca yenebilirim. Büyük bir şey değil..ama sorun…
‘’Hey, ağacın arkadaşında saklanan ve burayı izleyen senin tanıdığın mı….?’’(Wazu)
‘’Eh?’’(Haydut)
Sözlerimi takiben mavi saçlı adam saklanan kişiyi onaylamak için arkasını döndü.
Saklanan kişi iyi bir yapıya sahip bir teyzeydi ve şimdi genç adama el sallıyordu. Gözlerinin benzer olduğu hissine kapılmıştım.
‘’A-anne!! Burada ne yapıyorsun!?’’(Haydut)
Bağırdı. Huh? Anne? Onun annesi mi?
‘’Endişelendiğimden…. On yıl boyunca kendini odanın içerisine tıktın, aniden geçen gün evden dışarı çıktın… haydut olmak olmasına rağmen, işi aldıktan sonra bu ilk savaşın değil mi? Yaralanacağından endişelendim….’’(Anne)
Bence onun haydut olması konusunda endişelenmelisin.
‘’İyiyim!! İletişim testi ve kılıç testinden de iyi notlarla geçtim!! Bu utanç verici, yani git artık!!’’(Haydut)
İyi olmayacaksın, bu güven nereden geliyor?
‘’Aptal!! Annen senin hakkında endişelendiğinden buraya geldi!!’’(Baba)
Yeni bir kişi ortaya çıktı. Oldukça büyük yaşlı bir adamdı. Konuşmasının şeklinden o baba….
‘’Baba!!’’(Haydut)
Kişiler!!
‘’Babam da, burada ne yapıyorsunuz?’’(Haydut)
‘’Baba da senin hakkında endişelendi!’’(Anne)
‘’Anne, söylemeyeceğine bana söz vermiştin!!’’(Baba)
Sen de mi baba!? Bu ebeveyn çocuk buluşma zamanı mı?
‘’İyiyim. Artık benim hakkımda endişelenmek zorunda değilsiniz bu yüzden sadece eve gidin!! Bu tür işleri ailemin önünde yapmak benim için üzücü!!’’(Haydut)
Ailesinin bu yerden ayrılmasını sağlamak için kaba bir sesle bağırdı.
‘’Aptal!! Senin annen ve baban yaralanıp yaralanmayacağından endişelendi. Bu ebeveyn sevgisi, anlamıyor musun?’’(Amca)
‘’Amca!!’’(Haydut)
‘’Bu doğru!! Ayrıca evinden yıllarca dışarı çıkmadın, sonunda dışarı çıktın ve bu işi buldun… Annen ve baban ilk iş gününde oğlunun görkemli figürünü akıllarına kazımak istiyor’’(Kız kardeş)
‘’Yan odadaki büyük abla!’’(Haydut)
‘’Bu doğru-ja!! Sonunda bir işe girdin-ja bu yüzdenbazı zamanlar mutlı ve endişeli olmamız konusunda elden bir şey gelmez-ja. Kendim görmek için ben de buraya geldim-ja!!(Büyükbaba)
‘’Büyükbaba!!’’(Haydut)
‘’İşler zorlaştığı zaman istediğinde eve geri dönebilirsin!!’’(Büyükanne)
‘’Büyükanne!!’’(Haydut)
‘’’’’’’’’’Fure-e!!Fure-e!!!’’’’’’’’’’(İngilizce Ç.N: Haydutun ismi, sanırım?)
Hiçbir kargaşa olmadan tezahüratlar başladı.
‘’’’‘’Yürü be!! Göreyim Seni!!’’’’’
‘’Hepinize yalvarıyorum, lütfen sadece eve gidin!!’’(Haydut)
Mavi saçlı adam böyle bağırdı ve bize yüzünü döndü. Yüzü görüş alanımıza girdi ve bedeni titrerken pancar gibi kızardığı ortaya çıktı.
Duygularını anlıyorum. Gerçekten utanç verici değil mi? On yıl sonra dışarı çıkmaya ve haydut işi olsa bile bir işe girmeye karar verdin. Daha sonra ilk haydutluk rolünü yapmaya gittiğin zaman buraya geldiğini bilen ailen ve akrabaların izlemeye geliyor… Yup, bu utanç verici değil mi?
Ancak, burada zamanını boşa harcıyorsun.. Mavi saçlı adamın ruhu yakında sönecek gibi görünüyordu…
‘’Peki… biz de seve seve kaybetmeyeceğiz..başlayalım mı?’’(Wazu)
‘’……..’’(Haydut)
Uzun kılıcını bana doğru çevirirken onu yenmek için duruş aldım.
‘’İyi şanslar-!!’’(Anne)
‘’Evet!!Yapabilirsn!!’’(Baba)
‘’Acele etme!!’’(Amca)
‘’Devam et!!’’(Kız kardeş)
‘’Sana inanıyorum!!’’(Büyükbaba)
‘’Tehlikede hissedersen kaç-!!’’(Büyükanne)
Destek sözleri mavi saçlı adamın arkasında yağıyordu.. o kadar karmaşık ki.. Mavi saçlı adamın yüzü daha da kızardı…
‘’Umm… durmalı mıyız.. beklenildiği gibi..biraz…’’(Wazu)
‘’Burama kadar geldi… onlarla bir şekilde ilgileneceğim…’’(Haydut)
‘’Lütfen yap….’’(Wazu)
Mavi saçlı adam kılıcını yere sapladı ve destekçilerine doğru yürüdü.
‘’Sorun ne?’’(Anne)
‘’Savaşmayacak mısın?’’(Baba)
‘’Bir şeye mi ihtiyacın var?’’(Amca)
‘’Neden buraya geldin?’’(Kız kardeş)
‘’Ne oldu-ja?’’(Büyükbaba)
‘’Bir yerini mi incittin?’’(Büyükanne)
‘’BENİ UTANDIRIYORSUNUZ—-!!!’’(Haydut)
Mavi saçlı adam bağırdı ve kaçtı. Ailesi ve diğerleri karışık yüz ifadeleri ile arkasından onu kovaladılar. Muhtemelen bir süre için haydutluk….
Biz de artık burada kalmamız için bir neden olmadığından ayrılıyorduk.
Ç.N: Ben de bilmiyorum okumadım ilerisini ama gereksiz ve saçma serideki boş bölümler HAYDUT 1