Sono Mono, Nochi Ni… - Bölüm129

Çeviri: Kylerxy Düzenleme: Friolero

 Tekrar Bu İki Kişi

İlk önce güney ülkesinin başkenti Lisscave’nin kuzeyindeki bir posta kasabası olan Zukhra’yı hedefledik. Ama şu anda Zukhra kasabasının etrafındaki bir ormanlığın içinde bir şeyler tartışmak için gizleniyorduk.

Deizu’nun elde ettiği bilgilere göre bir canavaradam olduğundan kasabaya girdiği anda büyük ihtimalle yakalanacaktı. Kasabanın içerisinde canavaradamların tutsak edildiği bir kafes vardı ve büyük acılar çekiyorlardı.

Kaçırılan canavaradamları, güney ülkesinin başkentinden kurtarmayı başarana kadar varlığımızın mümkün olduğunca ortaya çıkmaması bizim için daha iyi olacaktı, şu anda onu tartışıyorduk.

Tartışmanın sonucu onun üzerine sihir içermeyen sahte kölelik tasması takma yönteminin en güvenilir olduğunu karar verdik.

Ona buna istekli olup olmadığını sordum. Deizu şu anda kaçırılan canavaradamları kurtarmak öncelikli olduğundan böyle hisler hakkında endişelenecek zamanım yok dedi. Bu yüzden bu yöntem ile gitmeye karar verdim.

Görünüşe göre onun efendisi olmam gerekiyordu. Şey, Deizu sıkıntı olmadığını söylemişti, bu yüzden bu konuda söyleyecek hiçbir sözüm yoktu. Ama bir nedenden Freud da kölelik tasmasına sahipti, neden böyle bir şey yaptın..?

Tartışmamızı bitirdikten sonra Zukhra’ya doğru ilerlemeye çalıştığımız an…

‘’Lütfen bekle!!’’ (Mor)

‘’Bir dakika bekle!!’’ (Sarışın)

Arkadan gelen iki bağırma hareketlerimizi durdurdu. Sesi duyduğumuz yere baktığımızda daha önce bir yerlerde tanışmışım gibi görünen iki kişi vardı.

‘’Lütfen bize sessizce paranızı verin!!’’ (Mor)

Böyle söylerek bıçağını bize doğru çevirdi…

‘’Hmm..? Daha önce bir yerlerde tanıştık mı?’’ (Wazu)

‘’N-neden tepki yok… Huh? Sen o zamanki kişisin!!’’ (Wazu)

‘’Oh, tekrar sen!!’’ (Sarışın)

İkisi parmaklarını bana işaret etti. Hmm? Düşündüğüm gibi daha önce onlarla bir yerlerde karşılaştım, ama nerede karşılaştık? Sarışın saç ve mor saç… Sarışın saç… Mor saç…

…Aah!!

‘’Siz o zamanlar haydut testi yapanlarsınız!!’’ (Wazu)

‘’Sen benim ilkimsin!!’’ (Mor)

sessizlik

Hava mor saçlı kızın sözleri ile dondu. Kadın kampı bir anda dikkatlerini bana çevirdi, herkes gülümsüyordu ama gözleri bunu söylemiyordu.

Aah, bugün ölebilirim… Hayır, hayır, hayır, bu yanlış. Bu yanlış anlaşılmayı düzgün bir şekilde açıklamak zorundayım.

‘’Gerçekten de Wazu-sama’yı yalnız bırakamıyoruz’’ (Freud)

‘’Sorumluluk almalısın!!’’ (Grave)

Grave-san ve Freud benimle dalga geçiyordu. Sırıtan suratları beni rahatsız ediyordu. Lütfen petrole ateş atar gibi konuşmayı bırakın. Tamam, bu bittikten sonra sizi bir kere yumruklamama izin verin.

‘’Oh, sevgilim, bizden başkasına bakmak, belki de bazı şeyler hakkında suçlu hissediyorsundur?’’ (Naminissa)

Görüş alanıma giren bir el ve arkamdan beni yakalayan üçü, bu Naminissa’nın eliydi. Şu anda o ve üçü arasında sandviç olduğum bir durumdaydım. Eh? Bu ne?

‘’Bunlar ne demek!?’’ (Sarona)

‘’K.O.N.U.Ş.M.A.M.I.Z gerek!!’’ (Tata)

‘’dik dik bakmak… Anlat!!’’ (Narellina)

‘’Ceza…’’ (Haosui)

K-korkutucu!! Kadın kampından yayılan baskı çok yoğun olduğundan biraz titriyordum… Bir an önce bu yanlış anlaşılmayı çözmem gerekiyor.

‘’Hayır- B-bekle!! Öyle değil!! Bunun hepsi bir yanlış anlaşılma!! Bu tarz bir ilişkimiz yok!! Onun haydutluk rolünde ilk rakibi oldum!! Lütfen böyle yanlış anlaşılacak sözler söyleme!! Demek istediğim lütfen düzgün bir şekilde açıkla!!’’ (Wazu)

‘’Eh? Eh? Eh? Huh? Bir hata mı yaptım?’’ (Mor)

‘’Salak!! Düzgün konuşmadın!!’’ (Sarışın)

Daha sonra sarı saçlı kadın yanlış anlaşılmayı çözmek için düzgün bir şekilde açıkladı. Bu çıkmazdan sonunda kurtuldum ve rahat bir nefes aldım. Kurtuldum…

‘’Yani, neden böyle bir yerdesiniz? Hala testin ortasında mısınız?’’ (Wazu)

Konumumu tekrardan kurdum ve önümdeki mor saçlı ve sarı saçlı kadına sordum.

‘’Evet!! Hala hayallerimden uzağım’’ (Mor)

‘’Bu doğru, şu anda onun dördüncü seviye haydut saha testinin ortasındayız’’ (Sarışın)

‘’Anlıyorum… Vaz geçmediniz’’ (Wazu)

Huh? Dördündü? Dördüncü mü? Hmm, o zaman eminim ki…

‘’Dördüncü seviye? Beşinci seviye mi? Ciddi misiniz? Oh hadi, bana yalan söylüyorsunuz değil mi?’’ (Wazu)

‘’Yalan söylemek gibi aşağılık bir şeyler yapmam!!’’ (Mor)

Mor saçlı kadın böyle kendini savundu, o zaman bu haydutluk rolüne ne demeli?

‘’Bu doğru. Eski koşul belirlenen para miktarını kazanmaktı, beşinci seviye için mimumum 1 bakır coin ve bu kız ihtiyaç duyulandan fazlasını başardı. Bu yüzden şu anda o beşinci seviye bir haydut’’ (Sarışın)

‘’Ehehehe-‘’ (Mor)

Mor saçlı kadın sarı saçlı kadının açıklaması ile göğsünü şişirdi.

‘’Diğer bir deyişle kendi başına para kazanmayı başardı? Buna inanmıyorum’’(Wazu)

‘’Bu doğru!!’’(Mor)

‘’Bu gerçek. O gün sizinle karşılaştıktan sonra başarısız olmaya devam etmesine rağmen bir gün (Başın belada görünüyor. Bununla lezzetli bir şeyler ye) diyen yaşlı bir çift ile karşılaştı ve ona iki bakır coin verdi. Ben de bunu teşkilata verdim… Ve geçti…’’ (Sarışın)

Onlar sevgili torunlarına biraz para veren büyükanne ve büyükbaba gibi değil mi?

Demek istediğim haydut rolü ile benim bir ilgim yok. Hayır, açıklamaya gerek duymadan anlıyorum. Olay gümüş coin kazanması değil mi? Ama sarı saçlının bir tür gözlemci ya da eğitmen olması gerekiyor değil mi? Demek istediğim, bunda sorun yok mu?

‘’Bir kota bile var!! Ayrıca, astım hala beşinci seviye haydutluk testini geçemediğinden her seferinde o piç kurusu beni aşağılamaya devam etti!! Bir gün bunu ona ödeteceğim…’’ (Sarışın)

Sarışın kadın yüksek sesle bağırdı. Hoş olmayan bir şey hatırlamış gibi görünüyordu. Lütfen elinden gelenin en iyisini yap ve güçlü yaşa. Eğer gözlemcisi sarı saçlı kadın değil ise, mor saçlı kadının başının belada olacağını düşünüyorum.

‘’Şimdilik, tebrikler!!’’ (Wazu)

‘’Teşekkürler!! O zaman para?’’ (Mor)

‘’Oh, bu imkansız. Haydutlara verecek param yok’’ (Wazu)

Açıkça reddettikten sonra morali düştü ve neredeyse ağlayacaktı.

‘’U-uu…’’ (Mor)

‘’Hmm… Gitmeli miyiz?’’ (Sarışın)

Mor saçlı kadın sarı saçlı kadın tarafından sürüklendi. Tekrar ne oldu? Bu doğru, dünyadaki en büyük kadın haydut olmak istiyordu. Şey, bu imkansız.

Bir araya toplanıp tekrar posta kasabası Zukhra’ya doğru yürüdük.

Ç.N: Biraz hastayken çevirdim kusura bakmayın kötü olmuş olabilir Bu arada haydut bölümü iki oldu…