ArazNovel
  • Manga
  • Novel
Gelişmiş
Giriş yap Kayıt Ol
  • Manga
  • Novel
  • Aksiyon
  • İsekai
  • Shounen
  • Dram
  • Yaşamdan Kesit
  • Macera
  • Manga
  • Daha
    • One shot
    • Mecha
    • Josei
    • Harem
    • Bilim Kurgu
    • Webtoon
    • Fantastik
    • Seinen
    • Ecchi
Giriş yap Kayıt Ol
Prev
Next

Sono Mono, Nochi Ni… - Bölüm130

  1. Ana Sayfa
  2. Sono Mono, Nochi Ni…
  3. Bölüm130
Prev
Next

Çeviri: Kylerxy Düzenleme: Friolero

Aniden Tekrar Toplanma

Zukhra posta kasabasına sabit bir hızla yaklaşıyorduk. Dışarıdan görebildiğim kadarıyla çok fazla ıssız olmamasına rağmen kasabaya girip çıkan seyyar satıcılar ve benzerlerini görmüyordum. Derinlemesine bunu düşünmeden kasabanın kapısına doğru yürüdük.

‘’Hmm? O taraftan maceracıların gelmesi çok nadirdir’’

Kapı koruması gibi görünen adam böyle söyledi. Anlıyorum, gerçekten de biz canavaradam krallığı tarafından geldik.

Eğer canavaradamlar değilse bu yönden gelen sadece canavaradamları kaçıran bu ülkenin insanlarıydı. Bu insanla, acaba hepsini dövebilir miyim…

‘’Oh- benim hatam. Bir kere de benim görüş alanımdan kaybolun’’

Grave-san sözlerine dikkat etmeden kimliğini onaylamak için lonca kartını çıkardı.

Bu ülkeye gelme nedenimizi mümkün olduğunca gizlememize rağmen bir süre önce kapı korumasının sözlerinden dolayı hoşnut olmayan bir ifadeye sahiptim…

Bu iyi değil. Gereksiz kargaşaya neden olamam. Böyle bir zamanda Grave-san gibi bir yetişkine sahip olmak gerçekten güzel bir şey. Sarona anlık öfkeme yanıt olarak omzuma elini koydu.

‘’S-sen bir S-Seviye maceracı mısın?!’’

Kapı koruması Grave-san’ın seviyesi yüzünden şaşkınlıkla selamladı. S-seviye maceracı sayısı çok az. Dünya genelinde bu seviyede sadece birkaç maceracı var… Ne kadar güzel… Kıskanıyorum… Acaba ne kadar süre daha F-Seviye maceracı olarak kalacağım…

‘’Kafana takma, arkamdaki insanlar benim yoldaşlarım ve onların geçmişini garanti ederim. Eğer bir soruna neden olurlarsa sorumluluğu ben üstleneceğim, bu yüzden yakın zamanda içeri girebilir miyiz?  Çılgınlar gibi yürüdüm ve yolda çok yoruldum. Hızlı bir şekilde dinlenmek istiyorum’’ (Grave)

‘’Anladım. Sayın S-Seviye maceracı kimliklerini garanti ettğini söylüyorsa onları durdurmak için bir nedenim yok. Lütfen devam edin!’’

‘’Tamam, devam edelim!!’’ (Grave)

Grave-san’ı takip ederek kasabaya girdik. Kapı korumasının Deizu’nun kapıdan geçtiği zaman bariz bir şekilde çirkin bakışlar atması gerçeğini asla unutmayacağım.

Açıkça söylemek gerekirse posta kasabası Zukhra’nın içerisindeki durumu izlemek hoş değildi. Çalışmaya zorlanan tasmalı canavaradamlar her yerdeydi. Düzgünce hareket etmedikleri için ya da hiçbir sebep yokken dövüldüler, tekmelendiler ve kırbaçlandılar. Aralarında umutsuzluk içerisinde yüzleri boyalı olanlar da vardı.

Böyle bir sahneye karşı yapabileceğim tek şey öfkemi olabildiğince zorlayarak baskılamaktı. Bundan gerçekten rahatsız hissediyordum.

Ancak, buradaki insanların çoğunluğu böyle bir muamele gören canavaradamlara karşı özür dileyen bakışlara sahipti.

‘’Buna dayanabilirsin…’’ (Grave)

Önümde yürüyen Grave-san benimle konuştu. Dikkatlice baktığımda sanki kılıcını her an çekebilecekmiş gibi garip olmayan bir ifade yapıyordu.

‘’Şey, bu… Deizu buna dayandığından, kendi öfkemin kontrolünü kaybedip burada çıldıramam, değil mi?’’ (Wazu)

‘’Bu doğru…’’ (Grave)

Dikkatimizi Deizu’ya çevirdik. İfadesinde hiçbir değişme yoktu ama ellerini o kadar sıkmıştı ki kan neredeyse ellerinden akıyordu.

Deizu da anlamıştı. Eğer burada şu anda çıldırırsa ve bu bilgi ülkenin başkentine kadar yayılırsa, oradaki kaçırılan canavaradamlara ne olacağını bilemezdik… İlk önce bir şekilde kaynak ile uğraşmak zorundaydık.

‘’Ama, neden insnaların çoğu canavaradamlara karşı özür dileyen bakışlara sahip?’’ (Wazu)

‘’Hmm… Bu sadece benim spekülasyonum ama bu insnalar arasındaki farkı göstermez mi?’’ (Grave)

‘’O ne?’’ (Wazu)

‘’Canavaradamlara acı çektirenler bu ülkenin askerleri iken bu özür dileyen bakışlara sahip olanlar sadece sıradan vatandaşlar. Askerler bu ülkenin kralına göre canavaradamları bir köle olarak kullanmak istiyorlar ama sıradan vatandaşın bundan pek hoşlanmadığı söylenebilir. Şey, bu sadece görünmez durumu gördükten sonra yaptığım benim spekülasyonum, bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum… Ama umarım bu durum gerçekten böyledir’’ (Grave)

‘’Katılıyorum, ben de öyle olmasını istiyorum’’ (Wazu)

Umarım bu ülkedeki insnaların hepsi çürümüş değildir. Kasabanın durumunu gözlemler ve bu gece nerede kalacağımı düşünürken bir süre yürüdüm.

Sokak aniden gürültülü olmaya başlamıştı. Canavaradamlar ile alakalı bir şeyler olup olmadığını merak ederken hızlıca kargaşanın merkezine doğru yöneldim.

Kargaşanın merkezinde bir tür üniforma giyen bir grup insan görebiliyordum. Bu dünya üzerinde neler oluyor? (Ç.N: Türkçe karşılığına Hayırdır İnşallah! koymuşlar aasfasf)

Durumu anlamaya çalışırken öfkeli bir sesin etrafta yankılandığını duydum.

‘’Mugyaaa-!! Bu dünyanın hazinesi, böyle kabarık canavar kulaklarını bu hale sokmak, böyle bir ülkeyi yok edeceğim—!!’’

‘’Başkan, lütfen sakin olun! Biz (Amason Ticaret Şirketi) bu ülkeden iş isteği almak için geldik değil mi? Lütfen bunu unutma—-!!!’’

‘’Hayır, teşekkürler!! Fikrimi değiştirdim!! Bunun gibi kabarık canavar kulaklarını bu hale getiren bir ülke ile iş yapmayacağım!! Bunun yerine dolandırıcılık yeteneklerim ile bu ülkeyi yıkacağım—!!’’

Görünüşe göre bir ticaret şirketi mağaza sahibi bu ülkeyi yok etmek ya da bunun gibi bir şey hakkında bağırıyordu ve şimdi de çalışanları tarafından tutuluyordu.

Ama kabarık canavar kulakları canavaradam hakkında mı konuşuyor? Eğer bu doğruysa mağaza sahibi ile anlaşabilirim gibi görünüyor.

Böyle şeyler hakkında düşündüğüm zaman Naminissa’nın yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

‘’Naminissa, sorun ne?’’ (Wazu)

‘’Hiçbir şey… Aslında size daha önce ‘’şampuan’’, ‘’saç kremi’’ ve ‘’mayonez’’in belirli bir market tarafından üretilen ürünler olduklarını söylemiştim bunu hatırlıyor musunuz?’’ (Naminissa)

‘’Hmm bu bana hatırlattı… Gerçekten daha önce böyle bir şey söylemiştin’’ (Wazu)

‘’Mağazanın adı Amason Ticaret Şirketi idi’’ (Naminissa)

‘’Eh? Diğer bir deyişle… Şu anda önümüzde duranlar bu şirketin insanları ve dahası mağaza sahibi ile birlikte?’’ (Wazu)

Böyle bir şey hakkında konuşmakla meşgul olduğumuz zaman, Amason şirketinden insanlar gözlerini bize çevirip hahahaha diye gülerken, kaldıkları yer gibi görünen onların arkasındaki büyük bir hana girdiler. Belki de böyle halka açık bir yerde başkanlarının kargaşa yaratmasını insanların izlemesini istemiyorlardı.

Amason firmasının çalışanları hanın içinde anlaşılmayan kelimeler bağırmaya devam eden başkanlarını sürüklediği zaman sonunda söz konusu başkanın yüzünü net bir şekilde görmeyi başarabildim…

Eh? O…

‘’Kagane?’’ (Wazu)

Amason ticaret şirketi başkanı benim mırıldanmama tepki verdi ve bu yöne baktı.

‘’Onii-chan…..?’’ (Kagane)

Prev
Next

Comments for chapter "Bölüm130"

MANGA DISCUSSION

Discord

BELKİ BUNLARI DA BEĞENİRSİN

19617
Tensei Shitara Slime Datta Ken: Mamono no Kuni no Arukikata
27 Temmuz 2021
C6.00-Kapak
Tensei Shitara Slime Datta Ken (LN)
7 Şubat 2022
14527
Yuusha ga Shinda!
22 Nisan 2021
Orega
Ore ga Heroine o Tasukesugite Sekai ga Little Mokushiroku!?
9 Kasım 2020
Tags:
Novel

©2020 ArazNovel Tüm Hakları saklıdır.

Sign in

Lost your password?

← Back to ArazNovel

Sign Up

Register For This Site.

Leave the field below empty!

Log in | Lost your password?

← Back to ArazNovel

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to ArazNovel