ArazNovel
  • Manga
  • Novel
Gelişmiş
Giriş yap Kayıt Ol
  • Manga
  • Novel
  • Aksiyon
  • İsekai
  • Shounen
  • Dram
  • Yaşamdan Kesit
  • Macera
  • Manga
  • Daha
    • One shot
    • Mecha
    • Josei
    • Harem
    • Bilim Kurgu
    • Webtoon
    • Fantastik
    • Seinen
    • Ecchi
Giriş yap Kayıt Ol
Prev
Next

Sono Mono, Nochi Ni… - Bölüm132

  1. Ana Sayfa
  2. Sono Mono, Nochi Ni…
  3. Bölüm132
Prev
Next

Çeviri: Kylerxy Düzenleme: Friolero

 

Boş Konuşma, Kagane 1

 

Benim adım Kagane. Ama bu dünyadaki adım bu. Daha önce kimseye söylemediğim başka bir tane daha adım var.

‘’Jinguuji Kanae’’

Bu benim dünya üzerinde yaşadığım zamanlardaki adım.

On yedi yaşımdayken dünyada öldüm. Güneşli bir yaz günüydü. O gün okuldan geri dönüyordum. Karşıdan karşıya geçmeden önce yeşil ışığın kesinlikle yandığını doğrulamıştım ama muazzam bir hızda gelen bir tır aniden ortaya çıktı ve bana çarptı, daha sonra da öldüm.

Uyandığımda yabancı bir tavan görüyordum. Kalkmaya çalıştım ama bedenin isteklerimi dinlemiyordu ve konuşmaya çalıştığımda sadece ağlama sesi çıkıyordu.

Bu ne anlama geliyor? Bunu düşünürken bir kadın ve erkek görüş alanıma girdi ve daha sonra benimle konuştu. Açıkça Japon dili değildi ama bir nedenden dolayı anlayabiliyordum. O an bana ne olduğunu anlamıştım.

‘’Başka bir dünyada reenkarnasyon’’

Sonunda şu anda bir bebek olduğumu fark ettim. Diğer bir deyişle önümdeki adam ve kadın benim ailemdi.

Şu anki durumumdan memnundum. Burada dürüst olmama izin verin ben bir Otaku’ydum. Anime, oyunlar ve webnovelleri seviyordum. Tabii ki erkek aşkı(BL) maddeleri standart ekipmanlardı.

Romantik komedi ve fantezi kategorisindeki animeleri severim. Mobil oyunlar bana uymuyordu, çoğunlukla sabit makinelerde RPG oyunları oynuyordum. Dünyadan ailem ve küçük kız kardeşim de oyunları severdi, bu yüzden önemli bir sıkıntı yoktu. Webnovellerden diğer dünyalara reankarne olan ya da ışınlanan insanlar hakkında hikayeler okumayı severdim.

Onların etkisi yüzünden nasıl büyü yapılacağı gibi çeşitli yararlı bilgiler araştırmıştım. Yatağa gitmeden önce gufufufu diye yatakta tek başıma gülerken diğer dünyalara gittiğimi hayal ederdim.

Bu hayal gerçeğe dönüşmüştü. Eğer bu beden istediğim gibi hareket edebilseydi sevinçten havaya zıplardım.

Ancak reenkarnasyonum için bazı pişmanlıklarım vardı. Ailem, küçük kız kardeşim ve o dünyada iyi ilişkilerim olan Otaku arkadaşlarımı kaybetmiştim.

Bu webnovellerinde sık rastlanan bir hikayeydi, bu yüzden belki de başıma gelenler orijinal şeylerdi ama umarım orada bensiz mutlu bir şekilde yaşayabilirler. Ailemin ve arkadaşlarımın ölümümden dolayı üzüldüklerini hayal etmek istemiyordum.

Bilincimi bu beden içerisinde açık tutmak çok zordu çünkü çok geçmeden uykum geliyordu…

Reenkarne olduğumu fark ettikten sonra birkaç ay geçmişti, görüşüm ve bilincim daha net bir hale geldiğinde ailemin yanında bir çocuk vardı.

Henüz konuşamıyordum ama dillerini anlayabiliyordum ve ailem bana onun büyük erkek kardeşim olduğunu öğretmişti. Onii-chan huh… Umarım dünyadaki kız kardeşim ile olduğu kadar iyi geçiniriz… ya da o zaman öyle düşünmüştüm.

Zaman geçti, ayakta durmaya ve kendi ayaklarım üzerinde yürümeye başladım, konuşmaya çalıştığımda da kelimeler doğru düzgün çıkıyordu. Söylediğim kelimeler Japonca değildi. Japonca olmayan kelimeleri duyduğuma emindim ama sanki yine de Japonca konuşuyormuşum gibi akıcı bir şekilde konuşabiliyordum.

Ailem aniden konuştuğum zaman şaşırmış bir ifade takınmışlardı, sanki bir hazine bulmuşlar gibi mutlu olmuş figürlerine baktığım zaman bir şeyleri çok erken yaptığını düşündüm…

Sonuç olarak o zamanda beri bana olan sevgileri aşırı artmıştı.

Benim bir dahi olduğuma inanıyorlardı. Bu dünyada yaşımın çok erken olduğunu düşündüğüm çeşitli şeyler öğrendim. Bana öğretilen bu bilgiler arasında benim kalbimi en çok ısıtan ‘’Büyü’’ idi.

Demek istediğim bu büyü biliyorsunuz değil mi? Eminim herkes denemek istiyordur değil mi? Heyecanım bir anda zirveye ulaşmıştı.

Büyü hakkındaki bilgileri özellikle dinlemiş ve onu araştırmıştım.

Bu dünyada büyü yapmak çok zor değildi. Bu dünyadaki MP(Büyü Gücü) varlığı aynı bir RPG oyun gibiydi. Büyü MP(Büyü Gücü)’nin sayısal değerlerinden tüketir ve aktive edilirdi.

Toplamda ‘’Ateş, Su, Toprak, Rüzgar, Şimşek, Işık, Karanlık’’ olmak üzere yedi tane özellikte büyü vardı. Ancak bunlar sadece temel özelliklerdi, sadece bazı insanların kullanabileceği eşsiz büyüler de var gibi görünüyordu.

En az üç özelliği kullanmaya yatkınlığı olan insanlar dünyanın her yerinde büyük rağbet görüyordu.

Daha sonra, büyü büyülü sözler ile aktive ediyordu. Büyülü sözler ile söylediğin daha yüksek MP(Büyü Gücü) senin büyü gücünü arttıracaktı. Sözleri birleştirerek çeşitli olayları da tetikleyebilirdin.

Yatkınlıkları olan insanlar daha güçlü büyüler kullanabiliyordu. Yatkınlığının dışındaki büyüyü yapmak mümkün olmasına rağmen yatkınlığınız olan büyü ile karşılaştırıldığında daha fazla MP(Büyü Gücü) tüketecek ve gücü büyük ölçüde düşecekti. Yatkınlığın olmadan büyü yapmak dezavantajdan başka bir şey değildi.

Büyü sözleri için özel sabit cümleler yok gibi görünüyordu. Tetiklemek için istediğin sözü kullanabiliyordun bu yüzden hayal etmesi çok kolaydı.

Ancak bu dünyadaki insanlar için daha karışık ve güçlü büyü yaratmak için daha uzun büyü sözlerine ihtiyaç duyacaklardı. Bunun benimle alakası olmadığını düşünmüştüm.

Bu Japonya’dan bir Otaku’nun gücünün devreye girdiği yerdi. Otaku kültürüne aşina olduğumdan her gün hayaller ile antrenman yapmış benim için karışık büyüler yapmanın mümkün olduğunu anlamıştım.

Bu dünyadaki bütün büyüsel bilgileri bir sünger gibi emdikten sonra ailem öncekinden daha çok sevindi ve beklentiye girdi.

Beş yaşlarımdayken ailem Krallığın Ulusal Akademisi sınavına girmem için beni önermişti.

Beş yaşında okula girmek daha önce hiç görülmemişti. Ailem o kadar çok yalvardığı için öğretmenler hiçbir şey yapamamış ve sonunda vaz geçmişti.

Tüm soruları doğru cevapladım ve giriş sınavını mükemmel bir şekilde geçtim. Büyü yatkınlığımı kontrol etmek için bir kristal top da kullanmıştım ve sonuç hepsine yatkın olduğumdu. Öğretmenler yatkınlığımı onayladı ya da doğruyu söylemek gerekirse ellerini açarak kaldırdılar.

O andan itibaren mükemmel bir dalga üzerinde gidiyordum. Bu küçük bir beden içerisinde yetişkindi, daha önce hiç görülmemiş bir yaşta akademiye kaydolmuştum, tüm özelliklere yatkınlığım vardı ve ailem gerçekten beni seviyordu.

Tüm bunlar arasında ne eksikti? Ayrıca yüzümün bu dünyadaki insanlar için iyi tarafta yer aldığını da anlamıştım. Uhahahaha diye gülmeden edemiyordum.

Akademiye kaydolduktan sonra bir ay civarı geçmişti, burada öğrenci olan kız kardeşlerim arasındaki ilişkilerimin ne kadar yakın olduğuna baktığım zaman bir erkek kardeşim de olduğunu hatırladım.

Ailemi evin içinde bulmak kolaydı ama büyük abimi çok fazla göremiyordum. Neredeyse hiç konuşmamıştık, bu yüzden onun varlığını tamamen unutmuştum.

Şu anda biraz zor durumda olduğunu düşünmüştüm… Ailemin kafasının içerisinde sadece ben vardım. Büyük erkek kardeşime kıyasla çok mükemmel bir çocuk olduğumu biliyorlardı, büyük erkek kardeşim kıskançlıktan kuduracağından korkarak beni ondan uzak tutuyorlardı. Böyle ailelerden okuduğum davranış türü buydu.

Ancak ne de olsa o benim erkek kardeşimdi, biraz zaman ayırmak yerine benden nefret edip etmediğini öğrenmek için mümkün olan en kısa sürede ona sormayı düşünüyordum.

Ailem uyuduğu zaman gece yarısında erkek kardeşim Wazu’nun yanına gittim.

‘’…Yani, şu anda benden nefret etmen çok doğal!!’’ (Kagane)

‘’Ne…!? Hayır, böyle şeyler hiç düşünmedim… Kagane hayal gücün gerçekten çok geniş…’’ (Wazu)

Benim hayal ettiğimden farklı olarak büyük erkek kardeşimin ifadesinden hiçbir negatif his alamamıştım. Bunun yerine aile üyelerine karşı duyulan saf ve derin sevgi vardı.

Ailemiz sadece benim hakkımda endişeleniyordu ve erkek kardeşimi de ihmal ediyorlardı.

Sonuç olarak… bana kin güdüyorsa elden bir şey gelmeyeceğini ya da buna neden olduğumdan bana saldıracağını düşünmüştüm.

O an böyle büyük erkek kardeşe karşı kalbim badump diye atıyordu…

Prev
Next

Comments for chapter "Bölüm132"

MANGA DISCUSSION

Discord

BELKİ BUNLARI DA BEĞENİRSİN

41726vV0001
Shijou Saikyou no Mahou Kenshi
8 Aralık 2020
28901
Assassin de aru ore no Sutetasu ga Yuusha yori mo Akiraka ni Tsuyoi Nodaga
24 Şubat 2021
Light_Novel_Volume_6_Cover
No Game No Life
29 Ocak 2023
27257
Ten Thousand Paths to Becoming a God
9 Kasım 2020
Tags:
Novel

©2020 ArazNovel Tüm Hakları saklıdır.

Sign in

Lost your password?

← Back to ArazNovel

Sign Up

Register For This Site.

Leave the field below empty!

Log in | Lost your password?

← Back to ArazNovel

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to ArazNovel